Bizden önce buraya giren polyester takımlı iki adama ne oldu? | Open Subtitles | ماذا حدث إلى الرجلين اللذان كانا يرتديا البولستر اللذان جاءا قبلنا؟ |
Göğsünü sarkıtarak konuşmandan ve kendini limon yeşili, polyester ceketinin içinde saklamandan anladım. | Open Subtitles | بطريقة تكلمك، طريقة تخبئة نفسك وراء البولستر الأخضر |
Eğer sen terlemeye başlamazsan, polyester pantolonlar derim. | Open Subtitles | سأقول شعوري عندما يتعرق البولستر للملابس الداخليه قليلاً. |
Organik değil, belirgin malzemesi polyester. | Open Subtitles | إنه مصنّع، بدل من العضوية المادّة المعيّنة: البولستر |
Uyuşturucu satıcıları, polyester çaput giymez. | Open Subtitles | تجار المخدرات لا يلبسون البولستر |
polyester takım elbisenle Her ne kadar şirin gözüksen de | Open Subtitles | بالرغم أنّك كنت تبدو جميلاً" "جدًا في بدلتك البولستر |
Çocuk bir tür polyester kumaşa sarılmış ve bu kumaş Birleşik Devletler'de yasal değil. | Open Subtitles | ) الولد لُفَّ في نوع من نسيج البولستر وهذا غير قانوني في الولايات المتحدة |