"البوليمر" - Traduction Arabe en Turc

    • polimer
        
    • polimeri
        
    • polimerle
        
    • edilmis
        
    Bu gaz enjekte edilmis bir parca polimer sandalye icin bir fikir. TED هذا كرسي منفذ بأسلوب الحقن بالغاز لينتج لدينا كرسي من قطعة واحدة من مادة البوليمر
    Italyada bulunan Moroso adli bir sirket icin. Bu Gaz enjekte edilmis polimer bir sandalye. TED من قبل شركة موروسو في ايطاليا الكرسي مصنوع من مادة البوليمر بتقنية حقن الغاز
    Fakat bunun her bir tonu polimer. TED ولكن كل طن من هذه مُكوّنة من نسيج البوليمر.
    Size başka bir örnek vermek adına; Bir kilogramlık temel polimer alın ve aktif mürekkebi formüle etmek için kullanın. TED لنعطيكم مثالاً آخر، خذ كيلوغرام واحدا من البوليمر الأساسي والذي يستخدم لتكوين الحبر الفعال.
    polimeri içine yerleştirdik, şimdi de suyu ekliyoruz. TED لقد غرسنا البوليمر في الداخل، والآن نحن نضيف الماء.
    Çekirdeğini yüksek yoğunluklu polimerle değiştirdim. Open Subtitles استبدلت النواة بنواة من البوليمر بكثافة عالية
    Anahtar deliğinde polimer kil kalıntısı vardı Open Subtitles النحات. تم العثور على آثار من مادة البوليمر الطين في ثقب المفتاح.
    Elektrik tellerinin yalıtım maddesi polimer değil, kauçuktur. Plastiğe benzer. Open Subtitles العزل على الأسلاك الكهربائية ومصنوعة من المطاط، البوليمر.
    Kurbanın bileziğindeki doku parçası bir çesit yapay polimer. Open Subtitles النسيج الذي رفعناه من على سوار الضحيّة يبدو نوعاً من البوليمر الصناعي
    Bir yağ polimer, mumun içindeki yedek kimyasalı ortaya çıkarıyor. Open Subtitles زيت البوليمر يتفاعل مع االمواد الكيميائيه الثانويه في الشموع
    Mavi polimer yaklaşık 20 nanometre kadar neşrediyor. Open Subtitles البوليمر الأزرق وصل مستواه إلى 20 نانومتر لقد عثرت على المكان الذي قتل به
    Tedarikçilerden biri laboratuvarlarından karbon polimer çalındığını bildirmiş. Open Subtitles أحد البائعين أفاد أنّ كربون البوليمر .قد سُرق من مُختبرهم
    Gövdesi bir tür özel polimer ki bu da tipik karbon elyafından daha güçlüdür. Open Subtitles الرمح من نوع البوليمر المتخصص، والذي هو أقوى من ألياف الكربون المتخصصة.
    Ölüm çipleri, polimer maskeler, ilaçlar, ileri teknoloji olan her şey. Open Subtitles الرقائق القاتلة، أقنعة البوليمر المستحضرات الصيدلانية و أي شيء يخص التجسس اللاسلكي
    Bu lif ise bir tür sentetik polimer. Open Subtitles هذه الالياف تبدو وكانها نوع من البوليمر الصناعي.
    Kamyonu kapladıkları boya %41 kokain içeren ve su ile çözülebilen bir polimer. Open Subtitles الطلاء الذي استخدموه على الشاحنة كان عبارة عن 41% كوكايين و محلول البوليمر.
    -Bunu o adamların birinden aldım. Şu müdahalesiz polimer reçinesiyle deney yapıyor. Open Subtitles حصلتُ على هذا من رجل في الخارج الذي يختبر بصمغ البوليمر الخامل الغير مُنتهك لبنية المواد.
    Gizli kalmalı. O polimer kaynağımız çok değerli, yitiremeyiz. Open Subtitles هذا المزود من البوليمر أكثر قيمة من أن نفرط به
    - Hayır, ama straforun içindeki polimer polistirendir ve matkabımın kutusunun içinde bundan var. Open Subtitles لا، ولكن البوليمر في الستايروفوم في البوليسترين و أنا أملك هذا في رغوة التعبئة من مثقابي الكهربائي
    Hala kurbanın gömleğindeki naylon polimeri teşhis edemedim. Open Subtitles و أنا لم أعرف ما هذا البوليمر النايلوني على قميص الضحية
    Bu top aynı polimerle kaplı. Open Subtitles هذه الكرة مصنوعة من نفس البوليمر

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus