"البيانات في" - Traduction Arabe en Turc

    • veri
        
    • verileri
        
    • verilerin
        
    • gerçek zamanlı
        
    Her yüzün üç boyutlu resmini alıp burada sakladığımız veri bankasıyla karşılaştırır. Open Subtitles يأخذ صور ثلاثية لكل وجه ويفحصهم ضد قاعدة البيانات في مكتب الحراسة
    Çalışmaya başladığında bu bina tarihteki en kapsamlı veri toplama sistemi olacak. Open Subtitles عندما يتم تفعيلها، ستكون هذه البناية أفضل نظام لجمع البيانات في التاريخ
    İndirdiğimiz veriyi hayal edebiliyorsanız, saniyede dört gigabit veri topluyoruz. TED نجمع أربع جيجا بت من البيانات في الثانية إذا تخيلتم تدفق البيانات
    Ama şunu bulduk ki insanda, farelerden elde ettiğimiz verileri üretemiyorduk. TED ولكن ما وجدنا هو انه لا يمكننا أن إعادة إنتاجية البيانات في البشر كما قد أظهرنا ذلك في الفئران.
    Demek oluyor ki, bu virüs dünyadaki bütün verileri beş saniyede yok edebilir. Open Subtitles هذا يعني أن هذا الفيرس يمكنه أن يمحو كل قواعد البيانات في العالم خلال خمس ثوان
    Bu verilerin etkisi oldu mu? 2008 yılına geri dönelim. TED هذا تؤثر هذه البيانات في شئ؟ حسناً لنرجع لعام 2008.
    Şu tarafta gerçek zamanlı teknik veriyi görüyorsun. Open Subtitles هنا لدينا الجهاز التكنولوجي لسريان البيانات في الزمن الحقيقي
    New York Times'ta çalışan bir veri sanatçısıyım. TED أنا فني البيانات في مقر النيويورك تايمز
    Onun yerine, veriye baktı ve şöyle dedi, bakalım bütün bu farklı veri noktalarını kümeler halinde toplayabilecek miyiz? TED بدلا من ذلك, نظر إلى البيانات وقال, دعونا نرى إذا في إمكاننا تجميع هذه البيانات في حزم.
    veri gerçekten de yeni mal varlık türü. Belki önceki mal varlıklardan daha büyük, tarımsal ekonomi altındaki arazi, endüstriyel işletme ve hatta para gibi. TED وتعدّ البيانات في الحقيقة فئة جديدة من الأصول، ربما أكبر من فئات الأصول السابقة، مثل الأرض تحت الإقتصاد الزراعي، أو منشأة صناعية، أو حتى المال.
    Fakat insanlık son birkaç yılda tüm insanlık tarihinde ürettiği verinin toplamından daha fazla veri üretmiştir. TED غير أن البشرية قاطبةً كانت قد ولّدت الكثير من البيانات في السنوات القليلة الماضية بشكل يفوق كل التاريخ البشري السابق.
    veri çok çok farklı formatlarda geliyor TED تأتي البيانات في الواقع في أشكال مختلفة كثيرة جداً
    Ancak ilk robot dışında başka bir fırın-robota yüklenirse sıfır robotu talimatları geçersiz kılacak ve bu süreçte veri kristalini yok edecek. TED ولكن إذا تم تحميله على أي فرن آلي غير الأصلي، سيتجاوز الآلي الصفري التعليمات ويدمر كريستالة البيانات في العملية.
    Cihazı tekrar çalıştıracağız, haziran veya temmuz aylarında veri almayı ve evrenin yapıtaşlarını keşfetmeyle ilgili araştırmamıza devam etmeyi umuyorum. TED سنديره ونتوقع أن نجمع البيانات في يونيو أو يوليو ونستمر في بحثنا لاكتشاف ما هي لبنات بناء الكون
    Bu şekilde davaların üstesinden gelebilecek işe yarayabilir diye verileri ellerinde tutacaklardı. Open Subtitles بهذه الطريقة تُمكّنهم من التوافق مع الدعاوي القضائيّة و الحفاظ على البيانات في حالة إذا كانت ذات نفع بوقتٍ ما
    verileri, yelkovanın hareketine şifreleyeceğiz. Open Subtitles هو تشفير البيانات في حركة عقرب ثواني الساعة.
    Sürekli gözlem yapıp verileri kaydediyorum. Open Subtitles أراقب باستمرار و أسجل البيانات في كل وقت
    verilerin harika şekillere dönüşmesine bayılıyorum. TED أنا أحب ذلك عندما يمكن نحت البيانات في أشكال جميلة.
    Bütün bu verilerin modele girişi yapılarak azimle ama makul biçimde geleceğe yansıtıldı ve yapmak zorunda olduğumuz şeyle karşılaştırıldı. TED يتم إدخال كل هذه البيانات في النموذج، بطموح ولكن بشكل مقبول في المستقبل، ومقارنة مع ما يتعين علينا القيام به على أي حال.
    Gezegende neler olup bittiğini dair kayıtları ve delilleri toplayan bir Web portalı hayal edin: haberleri ve aktivist ya da araştırmacı olsun iş insanı ya da politikacı olsun tüm insanların ellerindeki bütün verilerin konduğu bir portal. TED تخيلوا بوابة عبر الانترنت تجمع التسجيلات و الدلائل حول مايحصل على سطح الكوكب : عبر وضع الأخبار و البيانات في متناول جميع الناس، من ناشطين و باحثين إلى رجال الأعمال و الوجوه السياسية.
    verileri yoğun bakım ünitesindeki hastaların başucu cihazlarından elde ediyoruz, böylece hem verileri gerçek zamanlı görebiliyor hem de -daha da önemlisi- kaydediyoruz ki verilerden çıkarım yapabilelim. TED ونتلقي البيانات من معدات بجانب السرير في قسم الرعاية المركزة الخاصة بطب الأطفال حتى أنه يمكننا علي حد سواء دراسة البيانات في الوقت الحالي والأهم من ذلك، تخزين البيانات وبالتالي يمكننا التعلم منها
    Sonra, neler olduğunu anlamak için gerçek zamanlı verideki modelleri incelememize olanak sağlayacak uygulamalara tatbik ederek değişimlerin ne zaman başladığını saptayabiliyoruz. TED ومن ثم، قمنا بتشغيل نظام ما والذي سوف يمكننا من عرض أنماط البيانات في الوقت الحالي لذلك يمكننا معرفة ما كان يحدث، وبالتالي يمكننا تحديد متي بدأت الأمور في التغيير
    Atina'daki tüm verileri, görüntüleri ve gerçek zamanlı uygulamaları açın. Open Subtitles حملوا جميع بيانات "أثينا" على الشاشات فعلوا معالجة البيانات في الوقت الفعلي

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus