Bu hikayeye ihtiyacım var. Sen eve Claire'ya git. | Open Subtitles | فأنا أحتاج هذه القصة وبإمكانك الذهاب إلى البيت إلى كلير |
Rheims yakınları, Mayıs 1937. Yatılı okuldan eve geldiğimde buraların resimlerini çizerdim. | Open Subtitles | اعتدت أن أرسم صور لكل تلك الأماكن منذ كنت في البيت إلى المدرسة الداخلية |
eve kocanın yanına git, onunla seviş, | Open Subtitles | عودي إلى البيت إلى زوجِك و مارسي الجِنس معهُ |
Başka bir eve gitmek için umurumda değil. | Open Subtitles | أنا لا أَهتمُّ بذِهاب إلى البيت إلى آخرِ. |
Rheims yakınları, Mayıs 1937. Yatılı okuldan eve geldiğimde buraların resimlerini çizerdim. | Open Subtitles | اعتدت أن أرسم صور لكل تلك الأماكن منذ كنت في البيت إلى المدرسة الداخلية |
Babam eve anneme dönüp onu görünce ölümleri unuturdu. | Open Subtitles | كان أبي يعود إلى البيت إلى امي وكان عندما يراها كان ينسي مواضيع القتل |
eve gidip yatsanız iyi olacak. | Open Subtitles | من الأفضل أن تذهبي إلى البيت إلى السرير. |
Lütfen, bunu yapmayın. Sadece eve, kızlarımın yanına gitmek istiyorum.. | Open Subtitles | رجاءً لا يَعمَلُ هذا، أنا فقط أُريدُ ذِهاب إلى البيت إلى بناتِي. |
Lütfen, eve, kızlarımın yanına gitmeme izin verin. | Open Subtitles | رجاءً، سيد فقط تَركَني أَذْهبُ إلى البيت إلى بناتِي. |
Böylece eve gidip, seks yapmamak için karım tarafından kandırılabilir miyim? | Open Subtitles | إذاً، ممكِن أَن أَصل إلى البيت إلى زوجتِي بالإضافة، يكون جنساً منكَراً؟ |
Ama şimdiki zamanlarda bu mahallede tek dışarı çıktığım zaman okuldan eve dönme zamanımdı. | Open Subtitles | ولكن في الحي الذي نقطن به المرة الوحيده التي سمحت لي بالخروج عندما كانت تمشي معي من البيت إلى المدرسة |
Noel arifesinde kiliseden eve gelirken. | Open Subtitles | عندما كنّا نمشّي من البيت إلى الكنيسة عشية عيد الميلاد. |
- Biliyorum aptalca bir şey ama çocukken okuldan eve yürüyerek gelirdim tabii o zamanlar çocuk kaçırma olayları falan yoktu. | Open Subtitles | لكن عندما كنت صغيرة ،كنت أمشي من البيت إلى المدرسة عندما كان يمكنّك فعلها دون ضجيج كإنذارات السجون |
Muhtemelen eve gidip , ailenizle katilacaksiniz | Open Subtitles | أنتِ ربّما في عجلة للوصول إلى البيت. إلى عائلتكِ |
Boş bir eve girmekten daha iyidir, herhalde. | Open Subtitles | أفضل من الذهاب إلى البيت إلى شقة فارغة, على ما أعتقد |
Bize iki gün içinde paralarımızı getirirsen, böylece eve oğluna dönme şansın olur. | Open Subtitles | اجلب لنا المال، خلال يومان وسيتسنى لك العودة إلى البيت إلى أبنّكَ، ورأسُكَ مرتبطٌ بجسدكَ |
Kovalar dolusu süt istiyorum, yoksa eve geri gelme. | Open Subtitles | من سطلين أُريد وأنا حليب ترجعي لا أَو البيت إلى |
değil. Derin düşünmeyle savaşmak zor ama bariyerlerinize bağlı kalırsanız, işten eve geçişi ritüel hâline getirirseniz ve bu derin düşünceleri üretken düşünceye çevirecek şekilde kendinizi eğitrseniz başarılı olursunuz. | TED | مجابهة الاجترار صعبة، ولكنكم إذا استندتم على الحواجز. لو أنكم اتخذتم في التحول من البيت إلى العمل طقسًا روحيًا، ولو ألزمتم أنفسكم بتحوير الاجترار في أشكال إيجابية من التفكير، لسوف تنجحون. |
Simdi eve babana kosmak ister misin? | Open Subtitles | يجب ان تهرول البيت إلى بابا الآن؟ |
eve giderdim, Niles'la Brandenburg Konçertosu'nu koyar, hayali keman çalardık. | Open Subtitles | ثمّ أنا أَعُودُ إلى البيت إلى النيل ونحن ضِعْ عليه قطع Brandenburg الموسيقية وتَهوّي مسرحيّةَ كماناً. |