Katarakt. Senin yaşında biri için utanacak bir şey değil. | Open Subtitles | إنّه تأثير المياه البيضاء التي على عينيكَ، ذلك ليس شيئاً تخجل منه في مثل عمركَ. |
Katarakt. Senin yaşında biri için utanacak bir şey değil. | Open Subtitles | إنّه تأثير المياه البيضاء التي على عينيكَ، ذلك ليس شيئاً تخجل منه في مثل عمركَ. |
Bu çatlayıp larvaya dönüşen bir arı yumurtası ve bu yeni oluşmuş larvalar kendilerini besleyecek salgılara sahip olan o beyaz yapışkan maddeyle beslenerek hücrelerinin etrafında yüzerler. | TED | هذه بيضة نحلة تنفقس وتعطي يرقة وهذه اليرقات تسبح حول خلاياها وتقتات على هذه المادة البيضاء التي ترشح عن النحل |
Ve gördüğünüz o beyaz şekiller, hepsi şehirdeki hastane, darülaceze, cenaze evi ve mezarlar. | TED | وهذه الأِشكال البيضاء التي ترونها، ترمز جميعها إلى المستشفيات ودور العجزة والمشارح والمقابر في المدينة. |
- "Beraber yaşadığın o, beyaz cadı." | Open Subtitles | "تلك الساحرة البيضاء التي تعيشين معها" |
Tamam, Justin'i ele geçirmeye çalışan o beyaz şeyler var ya içinde barınabilecekleri bir beden arıyorlar, tamam mı? | Open Subtitles | حسناً ، إذاً تلك الأشياء البيضاء التي شاهدتها تستولي على (جاستن) تبحث عن جسد مُضيف ، حسناً ؟ |
Örneğin, bu tırtıl, kendisine ve koruduğunu sandığımız o beyaz kozalara yaklaşan bir böcek gördüğünde sizce neden debelenip duruyor? | TED | لماذا، على سبيل المثال، تبدأ يرقة الفراشة (اليسروع) هذه بالتخبط بعنف تقريبًا عندما تقترب منها حشرة أخرى وهذه الشرنقات البيضاء التي تبدو كأنها تقف حارسة عليها؟ |