Onların zaman zaman kendi hayatlarında bir seyirci gibi hissetmelerine neden olan şey bu uzun dönemli erteleme. | TED | بل بسبب ذاك التأجيل طويل المدى الذي جعلهم كالمتفرجين ، أحيانًا ، على حياتهم نفسها .. |
O zaman da süresiz erteleme ve "cezada anlaşma" olur. | Open Subtitles | ثم التأجيل الغير محدد ,و اتركونا نحل مشاكلنا خارج قاعة المحكمة |
Bundan böyle hayatta hiçbir şeyi ertelemek istemiyorum. | TED | أنا لا أريد التأجيل في أي شيء بعد الآن في الحياة. |
Üzgünüm bebeğim. Bunu ertelemek zorunda kalacağız sanırım. | Open Subtitles | أنا آسف يا عزيزتي يبدو أننا مضطرون إلى التأجيل |
Yani, kesinlikle yanında olacağım, ...ama şu anda bir şeyi halletmeliyim, - ve bekleyemez. | Open Subtitles | لكن الآن علي إنجاز أمر ما ولا يحتمل التأجيل أعرف |
Bu gecikmenin işleri nasıl etkileyeceğini bilmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أعرف كيف لهذا التأجيل أن يؤثّر بالأمور |
Ertelemeyi alacaksın. | Open Subtitles | سوف تحصلين على التأجيل |
Masum bir insanın infaz edildiğine dair kesin bir kanıtımız olsa İllinois'te olduğu gibi resmi geciktirme isteyebilirdik. | Open Subtitles | بالتأكيد، إذا كان لدينا دليل مطلق بأنه ينفذ الحكم بالبريئين يمكننا أن نطلب التأجيل مثل الذي في إلينويز |
...yeni direktifler almak adına bir erteleme talebinde bulunuyor. 20 gün yeterli olacaktır. | Open Subtitles | نطلب التأجيل لالتماس تعليمات جديدة عشرون يوم كافية |
Sayın Hâkim, 8 saat erteleme talep ediyoruz. | Open Subtitles | أهه ، حضرة القاضي ، نحن نطلب التأجيل لمدة تتراوح من ثماني ساعات |
erteleme isteği reddedildi ve sağlam bir çoğunluk hâlâ bizimle. | Open Subtitles | طلب التأجيل قد ألغي وأنت في موضع أغلبية صلبة |
Demokratik meslektaşlarıma katılarak, oylamayı erteleme önerisini destekliyorum. | Open Subtitles | ننضم مع زملائنا الديمقراطيين وندعم اقتراح التأجيل |
Bunun sürekli erteleme niyetinizle ilgisi var, Bay Ingersol. | Open Subtitles | إن لهذا علاقة برغبتك في التأجيل يا سيد إنغرسول |
Ama son teslim tarihinin olmadığı durumlarda ortaya çıkan ikinci bir erteleme türü daha var. | TED | لكن هناك نوع آخر من التأجيل ، نوع يحدث في ظروف ليس لها موعد نهائي . |
Onlar için felaket kayıp olurdu şimdi ertelemek için rejimde bu programı desteklemişlerin. | Open Subtitles | التأجيل الآن سيكون كارثياً لوجه هؤلاء الموجودين في النظام والذين عملوا على هذا البرنامج |
Pekala, artık ertelemek yok. | Open Subtitles | حسناً لا مزيد من التأجيل علي أن أرى هذا |
Belki ertelemek önlem almak için en iyi fikir olabilir. | Open Subtitles | اعتقد ان التأجيل... وسوف يكون أفضل فكرة السلامة. |
Şimdi, bak, bu gerçekten bekleyemez. | Open Subtitles | حسناً، إنَّ الأمر لا يحتمل التأجيل |
bekleyemez demiştin. | Open Subtitles | لقد قلت لي بأنه لايحتمل التأجيل |
Bu gecikmenin tüm niyetime aykırı olduğunu itiraf etmeliyim. | Open Subtitles | أقرّ بأن هذا التأجيل يخالف كل رغباتي |
Ertelemeyi aldın. | Open Subtitles | لقد حصلت على التأجيل |
Hayal kırıklığına uğradığını biliyorum ama geciktirme taktikleri dava açmaması için harcadığım bütün çabayı yerle bir eder sadece. | Open Subtitles | أعرف إحباطك لكن تقنيات التأجيل لن تفكك أي عمل فعلته للقانون الحكومي |
Çocuklar, hedefin üstünde bulut varmış. Uçuş ertelendi. | Open Subtitles | أيها الرفاق ، منطقة الهدف غائمة ، تم التأجيل |
Birini daha bekliyoruz. Birkaç dakika erteleyebilir miyiz? . | Open Subtitles | نحن ننتظر شخص ثالث هل يمكننا التأجيل لبضع دقائق؟ |
Onun uyanmasını gerektirecek bir şey yok, o yüzden ertelemenin etkileri sınırlı olmuyor, sonsuza kadar uzanıyor. | TED | لا يوجد له موعد يستيقظ من أجله . إذاً ، تأثير التأجيل لن يُحتوى و بالتالي ، هذه الأعمال ستستمر و تمتد للأبد .. |