Lütfen! Şipşak için fazla yaşlıyım. Sallanmayı bile zar zor yapıyorum. | Open Subtitles | أرجوكِ, أنا كبيره جداً لأحضى بعلاقه جنسيه قصيره بالكاد استطيع التأرجح |
Okumama yardım etti, ben de ona Sallanmayı öğrettim. | Open Subtitles | ساعدتني في تعلم القراءة وأنا علمتها التأرجح |
Okumama yardım etti, ben de ona Sallanmayı öğrettim. | Open Subtitles | ساعدتنى فى تعلم القراءة وأنا علمتها التأرجح |
DD: Bu "yağmurda Sallanmak" dediğim şey. | TED | دال دوتري : هذا ما ادعوه التأرجح تحت المطر |
Buradan düşmek kesin ölüm demek ama ağaç tepelerinde Sallanmak Korowailer için normal bir durum. | Open Subtitles | السقوط يعني الموت المُحتَّم ولكنَّ التأرجح عند أعالي الاشجار هيالطبيعةالثانيةللكورواي. |
Sonra saatin artık çok eskidiğini ve ağırlığı kesip Sallanmayı durduracak güçte birini beklediğini söyledi. | Open Subtitles | ثم قال: الساعة شاخت كثيراً بإنتظار أحدٌ قويٌّ بما فيه الكفاية لقطع ذلك الثقلِ ليوقف التأرجح. |
Sonra saatin artık çok eskidiğini ve ağırlığı kesip Sallanmayı durduracak güçte birini beklediğini söyledi. | Open Subtitles | ثم قال: الساعة شاخت كثيراً بإنتظار أحدٌ قويٌّ بما فيه الكفاية لقطع ذلك الثقلِ ليوقف التأرجح. |
Sam, Sallanmayı bırak! | Open Subtitles | سام توقف عن التأرجح |
Ben annemin sessiz suları içinde Sallanmayı severim. | Open Subtitles | "و أنا أحببت التأرجح في بطن أمي الدافئ" |
- Sallanmayı kesersen açabilirsin. | Open Subtitles | -توقفي عن التأرجح حتي تتمكني من فتحها |
Sallanmayı kes David. | Open Subtitles | "توقف عن التأرجح يا "ديفيـد |
Sallanmak istemiyor musun. | Open Subtitles | لا تريدين التأرجح |
Taz Sallanmak istiyor. | Open Subtitles | (تاز) يريد التأرجح. |