Genel olarak, bu Tarih hakkındaki fikirlerimizi bu gibi ağaç şekilleriyle ifade ederiz. | TED | وعادة ما نمثل أفكارنا عن ذلك التاريخ .. في شكل شجرة مثل هذه |
Neal, Tarih kitabımı bir sonraki derse kadar senin dolabına koyabilir miyim? | Open Subtitles | نيل، أيمكنني وضع كتابي التاريخ في خزانتك حتى بعد الفترة الثانية ؟ |
Üniversitede Tarih okumak istiyor, çünkü Tarihçi falan olmak istiyor. | Open Subtitles | ويريد دراسة التاريخ في الجامعة يريد أن يكون مثل مؤرخ |
Yok eğer burada durup, bana etkilenmediğini söyleyeceksen istifa mektubuna tarihi atarım. | Open Subtitles | لأنكما اذا كنتما تخبرانني بعدم ذلك سأضع التاريخ في ورقة استقالتك الآن |
tarihi Philedelphia Şehir Merkezi: Plazanın balık ağından daha hafif olan bir materyalden bir heykele ihtiyacı var diye hissettim. | TED | هنا في قاعة التاريخ في مجلس مدينة فيلديلفيا انها ساحة عامة .. شعرت بوجوب استخدام مادة ادق من خيوط شبكة الصيد |
Ama hükümdarı efsaneden ayırmak tarihi mahkemeye çıkarmanın bir parçasıdır. | TED | لكن فصل الحاكم عن الأسطورة هو جزء من وضع التاريخ في المحاكمة. |
İnanılmaz, şu an tarihe tanıklık ediyoruz. | Open Subtitles | هذا غير معقول نحن نشهد التاريخ في هذه اللحظة |
Netra bir lise Tarih öğretmeni Netra'yı seviyorum ama tarihten nefret ediyorum. | TED | نيترا مدرسة لمادة التاريخ في أحد المدارس الثانوية أحب نيترا ولكن أكره التاريخ |
Fotoğraflar tüm dünyaya yayıldı, bana o gün bir Tarih yazıldığı söylendi. | TED | انتشرت الصور حول العالم، وقيل لي أنه تم صُنع التاريخ في ذلك اليوم. |
Dinle, bilirsin şu Tarih Salonunda resim çerçeveleri... | Open Subtitles | اسمع أتعرف تلك الأشياء المعروضة في قاعة التاريخ في تلك الحافظة؟ |
Lisede Tarih öğretmek kolay olmasa gerek. | Open Subtitles | ليس من السهل تدريس التاريخ في مدرسة ثانوية |
Hayır, Tarih öncesi erkekler herhalde böyle cinsel ilişkiye gidiyordu. | Open Subtitles | لا، من المحتمل ان هذه طريقة ذكور ما قبل التاريخ في ممارسة الجنس |
Bak, hepimiz postmodern dünyada Tarih öncesi genleri taşıyoruz. | Open Subtitles | اسمع,كلنا نحمل جينات ما قبل التاريخ في عالم ما بعد الحداثة |
Bu tarihi, uyuşturucu katılmış küçük beyinlerinizde tutmaya çalışın. | Open Subtitles | حاول تذكر هذا التاريخ في عقلك الصغير الذي افسدته المخدرات |
Bir daha "Seni ne zaman hayal kırıklığına uğrattım?" diye sorarsam bu tarihi hatırla. | Open Subtitles | تذكري هذا اليوم والذي يجب عليك ان تعرفيه على كل حال لانه نفس التاريخ في عام 1979 الذي تبولت فيه |
Kendi kişisel nedenleri yüzünden yeminini bozan zaman gemisi çalan ve tarihi değiştirmeye karar veren birinden yardım istemem ben. | Open Subtitles | لا أبتغي عوناً من رجل حنث بنذره وسرق سفينة زمنية وقرر تغيير التاريخ في سبيل غاياته الأنانية |
O tarihi bir yerde görmüştüm... Arşiv odasında. | Open Subtitles | قرأت هذا التاريخ في مكان ما، غرفة المحفوظات. |
Sivil itaatsizlik, tarihi defalarca kez değiştiren güçlü bir araç, hem ABD'nin altmışlı yıllarında sivil haklar hareketinde hem de Hindistan'da Mahatma Gandhi döneminde. | TED | العصيان المدني من الأدوات القوية التي غيرت التاريخ في العديد من المرات، في الولايات المتحدة خلال الستينيات خلال التحركات المطالبة بالحقوق المدنية، وبالطبع في الهند مع المهاتما غاندي. |
İçeride tarihi hissedebiliyorsun adeta. | Open Subtitles | يمكنك أن تشعر بكل التاريخ في هذه الغرفة |
Bu oda 40 yıllık bir tarihe sahip. | Open Subtitles | وهناك 40 سنة من التاريخ في هذه القاعه. |
Ve Wright'ın dosyasındaki tarihe bakarsak, | Open Subtitles | ومن النظر الى التاريخ في سجلات رايت |