Tanrım, yine mi Brian? Neden halıya işemeyi kesemiyorsun? | Open Subtitles | يا الهي ، مرة أخرى لماذا لا اتوقف عن التبول على السجادة ؟ |
Tamam. Lütfen, çitime işemeyi keser misin? | Open Subtitles | حسناً, رجاءً توقف عن التبول على سياج شجيراتي |
Duvara işemeyi keser misiniz, bayım? | Open Subtitles | هل يمكنك رجاء ان تتوقف عن التبول على الحائط هناك يا سيدي؟ |
- Oradan bütün şehrin üzerine işeyebilirsin. | Open Subtitles | يمكنكِ التبول على المدينة كلها من هناك ! من جدك ! |
- Oradan bütün şehrin üzerine işeyebilirsin. | Open Subtitles | يمكنكِ التبول على المدينة كلها من هناك ! من جدك ! |
Dişlerim yanıyor olsa, yüzüme işemez bile. | Open Subtitles | انه لا يستطيع التبول على وجهى اذا كانت اسنانى محترقة |
Sarhoş ve uygunsuz bir halde... kamuya açık bir mekanda kavga edip... polis aracına işemekle suçlanıyorsun. | Open Subtitles | الشرب و الاخلال بالنظام التشاجر داخل مؤسسه عامه التبول على مركبه شرطه |
- İşemeyi kessene Neil! | Open Subtitles | - كف التبول على نفسك فحسب, نيل! 00 |
Tanrılar ona fısıldamaktansa Roma'ya işemeyi tercih eder. | Open Subtitles | لكانت الألهة تفضل التبول على (روما) بدلاً من الهمس في أُذنِها! |
Dişlerimi ateş alsa suratıma işemez o herif. | Open Subtitles | انه لا يستطيع التبول على وجهى اذا كانت اسنانى محترقة |
-Bilmiyorum ama nedeni klozetin kenarına işemekle aynı olmalı. | Open Subtitles | أنا دون أبوس]؛ لا أدري ولكنه يسير جنبا إلى جنب مع التبول على المقعد. |