Mary göle gitmek istiyor ve kürek çekebileceğini iddia ediyor. | Open Subtitles | ماري ترغب بالذهاب في البحيرة وتصر على أنها تستطيع التجديف |
kürek mahkumu olmayasın diye kurtardığım hayatı almamı mı istiyorsun? | Open Subtitles | إذن كما أنقذت حياتك يجب أن أقتلك لإنقاذك من التجديف |
Son kaçımızdan sonra, yanlarında kürek çekmek bizi hedeflerin en kolayı yapacaktır. | Open Subtitles | بعد هروبنا الأخير، فإن التجديف بزورق لهناك في البحر سيجعلنا أهدافًا سهلة |
Varınca Kenya durağına ulaşana kadar nehirden aşağıya gidebilmek için Makualar bize kano ve kürekçi çocuklar verecekler. | Open Subtitles | وهناك سنحصل على القوارب وفتيان التجديف نعبر بهم النهر حتى نصل الى محطة كينيا |
Diğer şeyler sana küfür ettirir ve sövdürür. | Open Subtitles | بعض الأمور الأخرى تدفعك إلى التجديف واللعن |
Daha sonra, bu yöntem su koyverdiğinde, yedek kürek oturağımın tekerlek akslarını testereyle kesip onları kullandım. | TED | و حينما لم تنجح تلك الطريقة قمت بنشر محاورالتدوير لكرسى التجديف الإحتياطى و قمت بإستخدامهم |
Okyanusları kürek çekerek geçmiş insanların bulunduğunu öğrendim. | TED | و أكتشفت أن الناس استطاعو التجديف عبر المحيطات |
Yemek ve su olmadan ne kadar daha kürek çekmeye dayanabilir ki? | Open Subtitles | بدون غذاء وماء، منذ متى يعملان تعتقد بأنه هل بالإمكان أن يبقي على التجديف ؟ |
Senin işin kürek çekmek. | Open Subtitles | بعض النساء يمكن ان يساعدن في التجديف ايضا |
Sen top oynarsın, ben hâlâ kürek çekebiliyorum ve ağ atabiliyorum. | Open Subtitles | قم بلعب الكره .. لا زال يمكنني التجديف و لا زلت قادرا على رمي الشبكة |
- Gemi hazır, konsülüm. - kürek çek. | Open Subtitles | السفينة جاهزة , سيدى القنصل ابدأ التجديف |
Biraz dinlensin. Su bulmalıyız. Günde üç yudum suyla kürek çekilmez. | Open Subtitles | دعه يرتاح , لابد ان نجد ارض وماء لا نستطيع التجديف ثلاث فترات فى اليوم |
Böylece kürek çekebilmeniz için dengeyi daha kolay sağlayabilirim. | Open Subtitles | لذلك علي إعادة توازن القارب حتى تستطيع التجديف في المقدمة |
Okul kanosunda kürek çekme, sopanın geldiğinden emin olabilirsiniz. | Open Subtitles | التجديف في قارب المدرسة ، هذا ممنوع قطعاً |
kürek çekmek için, her şeyden önce, rahatlaman gerekiyor. | Open Subtitles | السر في التجديف هو.. يجب أن تسترخي قبل أي شيء |
Acaba, tüm o yol boyunca kürek çekerek, Kaliforniya Körfezine ulaşabilir miyim merak ediyorum. | Open Subtitles | لو كنت استطيع التجديف بطول الطريق لكاليفورنيا |
Kendisi zaten şu anda Tartışma Kulübü'nün başkanı futbol takımının gol kralı, okul gazetesinin editörü ve kürek takımının bir numarası. | Open Subtitles | هي بالفعل رئيسه نادي النقاش ـ ـ ـ حارسه مرمى فريق كره القدم محرره في جريده المدرسه ـ ـ ـ و الرقم واحد على فريق التجديف |
Onlar kano yarışı için hazırlık yaparken Kaplumbağa Takımı ne yapıyor, bir göz atalım. | Open Subtitles | بينما ينتقلون إلى تحدي قوارب التجديف ـ ـ ـ دعونا نلقي نظره على تقدم فريق السلاحف |
Eminim bunu kano kullanmayla banyo yapmama arasına sıkıştırabilirsin. | Open Subtitles | انا متاكدة من انك تستطيع ادخال هذا بين ، لا اعلم ، التجديف والسباحة |
Daleklerin ne zamandan beri Tanrı'ya küfür mefhumları var? | Open Subtitles | منذ متى كان الداليك لديهم مفهوم التجديف ؟ |
Bu nedenle sadece teknede etrafıma bakınmam, bu Kürekleri neyle onarabileceğimi bulmam ve devam etmem gerekiyordu. | TED | و لذلك بدأت فى البحث من حول القارب محاولة إكتشاف ما يمكن أن أستخدمه لإصلاح ألواح التجديف حتى أستطيع الإستمرار |
- Kürekli makineden dolayı mı? | Open Subtitles | ـ هل هي آلة التجديف ؟ |
Susun. Kürekçiler susun. | Open Subtitles | صمتاً , صمتاً أثناء التجديف |