evet,sokağın aşağında antika mağazam var. | Open Subtitles | أجل، فأنا أملك متجر التحف الأثرية بآخر الشارع |
Ve dinle, inanılmaz pahalı antika süsler yollamıştım. | Open Subtitles | واصغي، بالمناسبة لقد أرسلت بعض التحف الأثرية باهظة الثمن |
antika eserler almak için onunla buluşuyordunuz. | Open Subtitles | كنت تقابله لشراء التحف الأثرية |
Rong Seng Fotoğraf ve antika Dükkânı/ Korkusuzların Gyeongseong'taki karargâhı | Open Subtitles | استديو يونغ سينغ للصور و التحف الأثرية - - نقطة التقاء المقاومة في جيونغسيونغ |
Hayaletlerle konuşabiliyorum, Melinda da öyle antika dükkanında tanıştığın, oranın sahibi olan kadın. | Open Subtitles | أنا أتواصل مع الأشباح، وكذلك (مليندا)، المرأة التي ألتقيتها بمتجر التحف الأثرية والحقيقة، لديك أحدهم |
antika dükkanındaki kadınsın. Burada ne işiniz var? | Open Subtitles | أنتِ من متجر التحف الأثرية |
Evet, antika dükkanındayım. | Open Subtitles | أجل، أنا بمتجر التحف الأثرية |