Şu da var ki, bu sıcak karşılama bazı sonuçlar doğuruyor. | TED | والشيء الحقيقي الآخر هو أن هذا الترحيب الحار تنتج عنه عواقب |
Nasıl bir kimlik kartı bize böyle bir karşılama ve uğurlama sağlar ki? | Open Subtitles | ما نوع تلك البطاقة التي معك التي سمح لنا بذلك الترحيب والخروج ؟ |
Ama sadece adamı hoş karşılamakla kalmamış ona Oldacre'ın kıyafetlerinden de vermişti. | Open Subtitles | ليس فقط تم الترحيب به بحرارة, ولكن الرجل تلقى بعض ملابس اولدكار. |
Buraya önceden geldiğimde, köprüyü çiçeklerle kaplayıp bana hoş geldin demişlerdi. | Open Subtitles | عندما حضرت هنا قبل ذلك كانوا يملأونه بالورود و عبارات الترحيب. |
Eve hoşgeldin partisi, 1945 yılı, kuzenim Herbie için. | Open Subtitles | من هذا؟ إنها حفلة الترحيب بالعودة التي أقيمت في العام 45 لابن عمي هيربي |
Bağımsız Hindistan'ın doğumunda yardım etmeye ve İngiliz Milletler Topluluğuna eşit üye olarak hoşgeldin demeye. | Open Subtitles | و المساعدة في ميلاد هند مستقلة و الترحيب بها كعضو مساوي في عصبة الأمم البريطانية |
Böylesine zamansızca soğuk bir günde böylesine sıcak bir karşılama için. | Open Subtitles | للحصول على مثل هذا الترحيب الحار في مثل هذا اليوم البـارد |
Orada olup bir karşılama yapamadığım için özür dilerim. | Open Subtitles | اسف أنا لم أكن هناك لإعطائك الترحيب المناسب |
karşılama anındaki selamlamalar ve tebriğin ardından, Duce ve Führer arasındaki ilk resmi buluşma Quirinale Sarayı'nda gerçekleşti. | Open Subtitles | بعد الترحيب الحار عقد الاجتماع الأول فى قصر كويرينالى |
Kahramanlara yaraşır bir karşılama mı istiyorsun? | Open Subtitles | الترحيب بالبطل، يا بُنيّ، أذاك ما كان سيروق لك؟ |
Affedersiniz millet. KACL' deki bu sıcak karşılama için hepinize teşekkür etmek istiyorum. | Open Subtitles | أعذرْني، أنا فقط أُريدُ إلى شكراً لكم كُلّ لهذا الترحيب الحارِّ إلى كْي أي سي إل. |
"hoş geldin, baba. Seni görmek ne güzel. Taşınma hediyeleri için çok teşekkürler" | Open Subtitles | مرحباً يا أبي ، من اللطيف رؤيتك شكراً لجلبك هدية الترحيب بالمنزل الجديد |
Bu sıcak karşılamanız ne hoş, Kont. | Open Subtitles | حَسناً،أُقدّرُ هذا الترحيب الدافئ,أيها الدوق |
16. bölgeye hoş geldiniz beyler... ve siz. | Open Subtitles | انة لسرور حقيقي الترحيب بكم رجال، وأنت، إلى الدائرة الإنتخابيةِ السادسة عشرةِ. |
Evet! Keşif Takımı usulü bir hoşgeldin ve maalesef güle güle partisi. | Open Subtitles | اجل , انت عارف , اسلوب الترحيب فى وحدات الاستطلاع وبالضروره اسلوبهم فى توديعك |
Ayrıca bodur arkadaşımız Costanza'ya takıma tekrar hoşgeldin demek istiyorum Her ne kadar iyi bir sene geçirmese de. | Open Subtitles | ..واريد الترحيب بعوده صديقنا الصغير، جورج كوستانزا والذي، رغم انه لم يكن عامه الجيد.. |
hoşgeldin komitesinde Allan'ın yüzünü bir düşünsene. | Open Subtitles | تخيل النظرة على وجه, آلان عند رؤيته للجنة الترحيب |
selam oğlum. Kahramanlara layık bir karşılama alıyordum, bilir misin? | Open Subtitles | مرحباً يا بني، فقط أحصل على الترحيب القديم بالبطل، تعرف ماذا أعني |
Gelip sana merhaba demek istedim. Her şeyi bir kez denerim. | Open Subtitles | فكرت في المجيء إلى هنا و الترحيب بك أحاول فعل أي شيء مرّة |
Hayvanat bahçesinde ve fil gösterimizde sizleri ağırlamak istiyoruz. | Open Subtitles | أودُ الترحيب بكم فى حديقة الحيوانِ وعرضنا الخاص بالفيلة. |
Yarın gece okula dönüş dansı var ve ben de orada olacağım. | TED | حفلة الترحيب بمدرستي الثانوية ستكون غداً ليلاً، وسأكون هناك. |
Okullarımızda ayaklanmayı hoş karşılamak, bazılarımız için öğrettiklerimiz ve öğrenilenler hakkında tekrar düşünmeyi gerektirecek. Çünkü şöyle bir yanlış yargı var: Eğer öğrencilerimize esneklik payı verirsek bize karşı ayaklanacaklar, sınıflar ve yemek masaları tamamen bir kaos ortamına dönecek. | TED | سوف يتطلب الترحيب بالتمرد في مدارسنا إعادة التفكير في شكل التدريس والتعلم، لأن هناك هذا الاعتقاد الخاطئ إذًا أعطينا الطلاب أي مساحة للمناورة سوف يتمردون والفصول الدراسية سوف تتحول إلى فوضى تامة |
Bayanlar ve baylar şimdi karşınızda bu işte yeni olan bir genç var. | Open Subtitles | حسناً, أيها السيدات والسادة يرجى الترحيب بصديق الذي هو جديد في هذا المجال |
Şerif olduğunu iddia eden birine göre çok da misafirperver biri değildi. | Open Subtitles | كرجل يدعي أنه شريف لم يأتي بعربة الترحيب تحديداً |
Bush geldiğinde selamlama yapacağımızı öğrendim. | Open Subtitles | أكتشفت أن علينا لعب الترحيب عندما يصل بوش هناك الكثير من الأبواق |
Âdet budur, el sıkılır misafir karşılarken. | Open Subtitles | ان الترحيب يجب ان يكون مصحوبا بمظاهر الحفاوة التقليدية |