Bir dakika sonra köprücük kemiğim sonsuza kadar yok olacak. | Open Subtitles | دقيقة آخرى , وعظمة الترقوة خاصتى ستكون ضاعت إلى الأبد |
Kurşunun, brakiyal ve karotis arterleri parçalayıp köprücük kemiğine saplanmış. | Open Subtitles | رصاصتك مزقت له الشريانين العضدي و السباتي وإستقرت بجانب الترقوة. |
- Demek ki çerçeve üstüne düşüp köprücük kemiğini kırdığında hayattaymış. | Open Subtitles | مما يعني أنها كانت حية عندما وقع الإطارة وسحق عظم الترقوة |
- Ve "kova" doğmuş oldu. Aynı gün köprücük kemiğimi kırdım. | Open Subtitles | ولذا كان ولادة الأسم باص كسرت عظمة الترقوة في ذلك اليوم |
Bazı dinozorlar, kuşlarla Lades kemiği gibi diğer hayvanlarda bulunmayan anatomik detaylar paylaşırlar. | TED | ديناصورات معينة تتشارك بعض التفاصيل التشريحية مع الطيور والتي لم توجد في أي حيوانات أخرى، مثل عظم الترقوة. |
Sağ köprücük kemiği ve beşinci kaburgada çizikler var. Ne? | Open Subtitles | هناك أيضاً ثلمات على عظم الترقوة والعظم القصي الخامس الأيمنين. |
köprücük kemiği ve göğüs kafesinin üst kısmında çentik izleri var. | Open Subtitles | ويبدو أن هناك علامات منحنى متماثل من خلال الترقوة والصدر العلوي. |
Dün Peder Nabors'ın sol köprücük kemiğinde kavisli bir çizik buldun. | Open Subtitles | حسنا، هل وجدت العتابي المنحني على اليسار الترقوة الأب نابورس 'أمس. |
Sağ köprücük kemiğindeki ufak izi fark ettiniz mi, Bayan Warren? | Open Subtitles | السيدة وارن، لماذا لم يمكنك ملاحظة شق صغير على الترقوة اليمنى؟ |
Geçen haftaki toparladığın şu iş. köprücük kemiği kırıImıştı hani? | Open Subtitles | ذاك الشخص الذي قبضتَ عليه الأسبوع الماضي ذا الترقوة المكسورة؟ |
köprücük kemiği dört yıllık zahmetli uğraştan sonra nihayet yarın geliyor. | Open Subtitles | عظمة الترقوة ستصل غداً بعد أربعة سنوات من العمل الجاد |
Onu havaya kaldırdım, yere attım ve köprücük kemiğini kırdım! | Open Subtitles | رفعته من رأسه وألقيت به على الأرض كسرت له عظمة الترقوة. |
Omzuna sıkıca dayamazsan köprücük kemiğini kırar. | Open Subtitles | لكن اسندها بقوة الى كتفك او ستكسر عظم الترقوة |
köprücük kemiği zedelendi. Onun haricinde tek bir çiziği yoktu. | Open Subtitles | فأصيب في عظام الترقوة إصابة بسيطة فيما عدا هذا لم يخدش حتى |
Zedelenen köprücük kemiği yüzünden. | Open Subtitles | ترقوته المصابة الترقوة المصابة تؤلم كالجحيم |
Sol köprücük kemiğinde saç kadar ince bir çatlak var. | Open Subtitles | هنا شرخ دقيق بحجم الشعرة في الترقوة اليسرى |
köprücük kemiğinin ortadaki ucu neredeyse tamamen erimiş 25 yaşlarında olduğunu sanıyorum | Open Subtitles | الطرف الواسع من الترقوة محشور يقترح أنه بعمر25 تقريلاً |
Üçüncü kurşun yarası sağ köprücük kemiğinin altında. | Open Subtitles | الطلقة النارية الثالثة وجدت تحت الترقوة اليمنى |
Boğazında, sol köprücük kemiği üzerinde kesik var. | Open Subtitles | هناك جرح على حلقها أعلى عظمة الترقوة اليسرى. |
- Lades kemiğini sana ayırdım. - Elimden hiçbir şey gelmiyor. | Open Subtitles | تركت لك عظمة الترقوة ليس هناك شئ يمكننى فعله |
Üçüncü seçeneğe dikkat edin. Lades kemiği dizilimi. | Open Subtitles | انظروا الى الاختيار الثلاثى بخارج شكل عظمة الترقوة هذه |
Akciğerler gelişene kadar soluk borusuna balon yerleştirilmezse tabii ki. | Open Subtitles | مالم يوضع بالون الإنقاذ موضوع على الترقوة حتى نمو الرئة |
Bir klavikula kontüzyonunda için Bir okul gezisinde uğradığı , | Open Subtitles | كانت مصابة بكدمة في الترقوة أثناء رحلة مدرسيّة |