Muhtemelen cinayeti tek başına işledi ama örtbas ederken yalnız değil. | Open Subtitles | ،فقد تكون نفذت عملية القتل لوحدها ولكن ليس محاولة التستر عليها |
- Patlamayı örtbas edemezsin. - Ben bir şey yapmadım ki. | Open Subtitles | ـ لا يمكنك التستر بشأن الإنفجار ـ لم أفعل أيّ شيء |
Gerçekten de olaya intihar süsü verilmişse hem bir cinayetle hem de örtbas teşebbüsüyle karşı karşıyayız demektir. | Open Subtitles | هذا يعني أنها جريمة قتل وتم التستر عليها أنت محق |
Resimlerimi gömmeyi denedim tüm içtenliğimle onları gizlemek için. | Open Subtitles | حاولت دفن صور إلى التستر عليها مع التشتت مع محاولات الحب |
Annalise için bir şeyleri ört bas etmeye çalışan kişi sensin? | Open Subtitles | هل هي في الواقع واحدة التستر عن Annalise؟ |
Ama bir hata yapmanın nasıl bir şey olduğunu ve bunun üstünü örtmeye kendini çok kaptırdığını da anlıyorum. | Open Subtitles | ولكني أفهم أيضًا شعور ارتكاب الخطأ وأن يُقبض عليك أثناء محاولتك التستر على الأمر |
O zaman onu korumaya çalıştığın için sen daha da salaksın. | Open Subtitles | إذن فأنتَ أحمق كبير لمحاولتكَ التستر عليها |
Mesela farzedelim ki polis, senatörün evindeki kundaklamayı örtbas ediyor diyelim. | Open Subtitles | على سبيل المثال هناك إدارة الشرطه المحليه التستر على احتمال قضية الحرق العمد في منزل عضو مجلس الشيوخ |
Bir örtbas eyleminin parçası olduğunuzu ve yasaları çiğnediğinizi kabul edecek misiniz? | Open Subtitles | أنك كنت طرفا ،في عملية التستر وأنك انتهكت فعلا القانون؟ |
Evet. Bunu örtbas edebileceğimiz için şanslısın. | Open Subtitles | حسناً , أنت محظوظ فقط لأننا نستطيع التستر علي هذا |
Kanıttan kurtul ve güce sahip olan adam örtbas etsin. | Open Subtitles | يتخلص من الأدلة ومن الشخص المسؤول عن التستر عليها |
- Niye? Çünkü, saldırıların ardındaki Rus parmağını örtbas etmeye çalıştığını biliyorum. | Open Subtitles | لأنني أعلم أنها تحاول التستر على تورط الروس في هجوم اليوم |
Çünkü bu bir örtbas işine giriştiğimin resmi kaydı olurdu. | Open Subtitles | فإعطائي المال لك يعني أنه سيكون هناك أثر على الورق لتورطي في التستر على الأمر. |
örtbas etme ya da adam kayırma gibi görülebilir. | Open Subtitles | لا يجب أن يظهر أننا نحاول التستر عليه أو نفضله عن غيره. |
Bir cinayeti örtbas etmek istemiyorsan genelde ceset yakmazsın. | Open Subtitles | لا تُحرق الجثث عادة إلا إذا كان الشخص يحاول التستر على جريمة قتل |
Çünkü biraz daha araştırma yaptığında şirketinin 2008'deki örtbas ettiği sızıntı hakkında, 2010 yılında satın aldığın muhbir hakkında ve üzerinde 2006'da doktora yaptığın çevresel etki konusunda kanıt bulacak. | Open Subtitles | لأنه عندما يبحث قليلاً سيجد دليلاً من تسرب شركتك و التستر عليها في عام 2008 |
Geçen yıl gizlemek için ne kadar uğraştın biliyorsun. | Open Subtitles | أتعلمين مدى صعوبة التستر عليكِ بالسنة الماضية ؟ |
Öyle sanıyorum ki, itirafını içeren e-postayı da, senin tüm bunlarla olan ilişkini gizlemek içindi. | Open Subtitles | وأفترض بأن اعترافاته برسالة البريـد من أجل التستر على تورطكِ بالأمر كله |
O ise ört bas etmek için uzun uzun beklemişti. | Open Subtitles | هو أخذ وقته في التستر عليها |
Bizden birileri de bu işin üstünü örtmeye çalışıyor, Başkan Taylor dahil! | Open Subtitles | لكن المؤامرة لا تنتهي عند الروس هناك أشخاص داخل حكومتنا يحاولون التستر على هذا، بمن فيهم الرئيسة (تايلور) |
İkiniz de orada vurulan kişiyi korumaya çalışıyorsunuz! | Open Subtitles | كلاكما يحاول التستر على من تم إطلاق النار عليه |
Acaba bizi koruyup ona her şeyi yanlış anladığını ve burada olmadığımızı söyleyebilir misin? | Open Subtitles | أيمكنك التستر علينا بأي طريقة وإخبارها بأنها مُخطئة تماماً وأننا لسنا هنا |
Gizlenin! | Open Subtitles | التستر! |
örtbasın bir parçasıydım ama Rus komplosundan haberim yoktu. | Open Subtitles | أنا أعترف أعترف، لقد كنت جزءً من عملية التستر لكنني لست جزءً من المؤامرة الروسية |