Yolculuğu, onu, ormanın zemininden en tepelerine kadar uzanan bir yola götürüyor. Ve anne, tırmanmaya başlıyor. | Open Subtitles | تأخذها رحلتها عبر أرضية الغابة لأسفل شجرة عالية ثمّ تبدأ التسلّق |
Teknenin yanından tekrar yukarıya tırmanmaya çalışmış bu sırada da midyeleri yerinden kopararak kemiğine kadar parçalanmış. | Open Subtitles | حاول التسلّق والعودة للسفينة وبهذه الطريقة ، مزّق الأصداف وبالتالي مزّق نفسه وصولاً للعظم |
Sen düşmekten korkmuyorsun. Seni korkutan tırmanmak. | Open Subtitles | أنتي لستِ خائفة من السقوط ما يخيفك هو التسلّق |
Kayaya tırmanmak için manyak heyecanlıyım. | Open Subtitles | لعلمك، إني مستعد كلياً لممارسة بعض التسلّق |
Ayrıca, tırnaklar Tırmanma sırasındaki basınç değişikliklerini saptamak için ekstra zemin alanı sağlayarak parmaklarının hassasiyetini geliştirdi. | TED | بالإضافة إلى ذلك، طوّرت الأظافر حساسيّة أصابعهم من خلال توفير سطحٍ إضافيٍّ للكشف عن التغيّرات في الضغط أثناء التسلّق. |
Küçük erkek kardeşini taşıyarak Tırmanma girişiminde bulunuyor. | Open Subtitles | تحاول التسلّق حاملة أخيها الصغير |
Daha doğrusu, spor salonundaydı. İplere tırmanmaya çalışıyordum. | Open Subtitles | كان في صف رياضي، كنت أحاول التسلّق بالحبال... |
Yukarı tırmanmaya çalışıyormuş gibi görünüyor. | Open Subtitles | يبدو أنّه كان يُحاول التسلّق لأعلى. |
Hızlıca aşağıya düşmek, ya da tırmanmaya devam edecek bir yol bulmak. | Open Subtitles | أخذ الطريق السريع للنزول، أو جد طريقة للاستمرار في التسلّق." |
"Sincap da kendi fındığı için tırmanmaya karar verdi..." | Open Subtitles | ولذلك قر ر السنجاب التسلّق" "لإحضار الجوز الخاص به |
- tırmanmaya başlasak iyi olur o hâlde. | Open Subtitles | -{\pos(190,230)}.يستحسن أنْ نبدأ التسلّق إذاً - صحيح. |
tırmanmaya devam et. | Open Subtitles | استمر في التسلّق. |
Sanki minik bir maymun. Hep üzerime tırmanmak istiyor. Hmm. | Open Subtitles | إنّه مثل قرد صغير، إنّه يحبّ التسلّق عليّ. |
Şimdi biraz yemek yedikten sonra, galiba bacalara tırmanmak biraz fazla oldu. Komileri indirmekse çok gaddarca. | Open Subtitles | بعد أن تناولت بعض الطعام، أعتقد أنّ التسلّق أمرٌ مبالغٌ به، و ضرب السائق أمرٌ لئيم. |
Endişelenmen gereken şey tırmanmak değil, tepedeki Dev. | Open Subtitles | ليس التسلّق ما يستوجب قلقكنّ و إنّما العملاق الذي على القمّة |
tırmanmak için tutucu eldivenler. | Open Subtitles | مُزوّدة بقفّازات للتشبّث، لأجل التسلّق. |
İkinci kata tırmanmak gibi yani. | Open Subtitles | تعلم, مثل التسلّق إلى الطابق الثاني |
Tırmanma ve arayışla geçen uzun günlerin ardından en sonunda orayı bulmuştum. | Open Subtitles | بعد عدّة أيام عسيرة من التسلّق والبحث. وصلت أخيراً، وجـدته! |
O zaman Tırmanma, sıradan bir hayat sür! | Open Subtitles | ،إذًا لا تُمارس التسلّق ! عِش حياة طبيعية معي |
O Neil'in Graham için yaptığı kaya Tırmanma partisi içindi. | Open Subtitles | تلك الدعوة لحفلة التسلّق التي سيقيمها (نيل) لـ(غراهام). |
- Kalkma! Tırmanma! | Open Subtitles | لم تجرب هذا التسلّق من قبل |