Öyleyse Nick'in partisine gitmeden önce Solaryum cihazında on dakika geçir. | Open Subtitles | واقضِ عشرة دقائق في جهاز التسمير قبل الذهاب إلى حفلة نـك.. |
Solaryum salonuysa asla geç kalmazsın. | Open Subtitles | حسناً , لا يفوت الأوان أبداً بصالون التسمير |
Bütün Solaryum izinlerinizi dönem sonuna kadar kaldırıyorum. | Open Subtitles | سأبطل أمتيازات التسمير الخاصة بكن لبقية الفصل الدراسي |
bronzlaştırıcı sprey değil ama, o biraz fazla kaçtı çünkü. | Open Subtitles | حسنا، ليس رذاذ التسمير. هذا كان طويلا وأكثر من اللازم. |
bronzlaştırıcı krem sağ olsun, Amerika'nın yerlilerinden olduğumu sandığından, ...kovmaması gerektiğini düşündü. | Open Subtitles | أشكر الله على بخّاخ التسمير هذا، يظنّ أنّه لا يسعه طردي لأنّي أميركيّ أصليّ |
Karının tavsiye ettiği o bronzlaşma yerine gittim. | Open Subtitles | لقد ذهبت إلى محل التسمير الذي إقترحته زوجتك. |
Ben de bronzlaşma yerine gittim ve aynı şey bana da oldu. | Open Subtitles | لقد ذهبت إلى مكان التسمير و حدث لي نفس الشيء. |
Çok masrafım var-- ...Solaryum, buzlandırma banyosu, ağda... | Open Subtitles | لدي مصاريف كثيره التسمير,والترطيب والحفّ |
Bu hafta Solaryum sirasinda uyuyakalmisim ve yanagimda günes yanigi olmus galiba. | Open Subtitles | فقد غفوت في سرير التسمير الاصطناعي هذا الأسبوع مما تسبب لي بحرق ٍ على وجنتي |
"Güneş Yanığı" adını verdiğim güneş enerjisiyle çalışan bir Solaryum zinciri açtım. | Open Subtitles | لقد فتحت سلسلة من الفرش للتسمير والتي تعمل بالطاقة الشمسة "والتي تسمي " التسمير الشمسي |
Pekâlâ, şimdi sırada bir Solaryum var. | Open Subtitles | ...حسنا، التالي المرور على صالة التسمير |
Solaryum gibi olmalı. | Open Subtitles | لابد و أنه اشبه بفراش التسمير |
Solaryum merkezine kadar tekmeleriz sizi. | Open Subtitles | في الطريق الى محل التسمير . |
Terliyorsun çünkü bronzlaştırıcı ampulün altındasın, dâhi! | Open Subtitles | إنك تتعرق، لأنك تقف أسفل مصباح التسمير أيها العبقري |
Sarah, bronzlaştırıcı spray bazen sadece spraydir. | Open Subtitles | في بعض الأحيان .. التسمير ما هو الا تسمير |
Şu bronzlaştırıcı kremi bir deneyelim, ne dersin? | Open Subtitles | لمَ لا نجرّب بخّاخ التسمير ذاك؟ |
Normalde bronzlaşma sonrasında bunları çıkarıyorlar. | Open Subtitles | في العادة يتم انتزاعهم بعد عمليّة التسمير , لكن قد يكون المجرم قد نسي فعل ذلك , و قام بغير قصد |
Giyinme odasına gidip bronzlaşma kazasının icabına bakmalıyım. | Open Subtitles | سوف أذهب للتعامل مع حادثة التسمير الذاتي في غرفة الملابس. |
Perukları, ...bronzlaşma kremleri ve bunun gibi şeyler. | Open Subtitles | وصلات شعرها... كريمات التسمير ، و ما الى اخره |