Bu Tsunami sirenlerinin çalışması çok önemli, fakat insanlar sirenlerin bataryalarını çalıyorlar. | TED | من المهم أن تشتغل صافرات التسونامي هذه لكن الناس يسرقون منها البطاريات. |
Tsunami Güney Asya'yı vurduğu zaman, ABD 1.2 milyar dolar yardımda bulundu. | TED | عندما ضرب التسونامي جنوب آسيا، ساهمت الولايات المتحدة ب 1.2 مليار دولار. |
Bu yarıklar yeni. Solar Tsunami kocaman bir gama parçacığı dalgası yaydı. | Open Subtitles | هذه الفجوات حديثة لقد أرسل التسونامي الشمسي موجة كبيرة من جسيمات غاما |
Pekala, tsunamiden kurtuluş üzerine bir biyografinin dördüncü taslağını okuyacağım. | Open Subtitles | حسنا.. سأذهب لقراءه المسوده الرابعه مذكرات شخص في حادثه التسونامي |
Tsunaminin bir mihenk taşı, blog dünyasının mutlak bir seviyeye ulaştıran bir mihenk taşı olduğunu görebiliriz. | TED | و بطريقة ما يمكننا رؤية التسونامي كلحظة مؤثرة اللحظة التي وصلت فيها المدونات الإلكترونية إلى نقطة معينة من النضوج. |
tsunamide, kurbanlarda. Mevcudiyetin derinliğinde. | TED | في التسونامي, في الضحايا. في أعماق الأشياء. |
İçecekler, benim Tsunami etkisi dediğim türden bir istek yaratmaya meyillidir. | Open Subtitles | أن العصيرات تعطي الشعور بالنشاط والاندفاع الذي أنا اسميه بتأثير التسونامي |
Şili'deki depremi okudum ve tüm Pasifik okyanusunu etkileyen Tsunami dalgaları hakkında okudum. | TED | لقد قرأت عن الهزة الارضية التي ضربت التشيلي مؤخراً وكيف ان موجة التسونامي انتشرت على كامل المحيط الاطلسي |
Ve böylelikle NOAA'ya başvurdum, ve Tsunami hakkındaki verilerini benimle paylaşablirler mi diye sordum. Sonunda bu ortaya çıktı. | TED | لذا فقد اتصلت بالهيئة الوطنية للمحيطات والغلاف الجوي وطلبت منهم مشاركتي بمعلومات التسونامي وقد حولتها الى هذا الشكل |
Biz bu sağlık felaketi (gümüş Tsunami) için hazır değiliz ve hazırlanmadık. | TED | ومحالة أن نكون جاهزين أو حتى مستعدين لهذا التسونامي الفضي |
Aslında onları kurtaran şey sayısız yıkıma sebebiyet veren hadise ile hemen hemen aynıydı ; Tsunami. | TED | لكن ما أنقذهم حقًا من المرجح أنها نفس الظاهرة التي أحدثت ما لا يحصى من الخسائر: التسونامي. |
Kıyı şeridinden uzakta gerçekleştiğinde tamamen suyun derinliklerinde ilerlediğinden, Tsunami'yi tespit etmek zordur. | TED | عندما يكون التسونامي بعيدًا عن الشاطيء، بالكاد يمكن اكتشافه لأنه يتحرك خلال أعماق المياه. |
Tsunami ile ilgili en korkunç şeylerden biri daha bahsetmediğim enformasyon noksanlığı. | TED | أحد الأشياء المخيفة في كارثة التسونامي التي لم يتم ذكرها هو الغياب التام للمعلومات |
Asya tsunamisi ile ilgili haber veren Tsunami sonrası ortaya çıkan iki internet blogu vardı. | TED | كان هذان موقفان من كارثة التسونامي التي حصلت في آسيا من مدونتين إلكترونيتين التي انتشرت أساساً بكثرة بعد حدوثها |
Belki de planları kasırga içindi. Tsunami daha erken geldi. | Open Subtitles | ربما الخطة كانت للإعصار بينما التسونامي جاء مبكراً |
Bazı bilim adamları, Tsunami'nin nedenleri üzerinde dururken .diğerleri bunun yaklaşan galaktik dizilimden kaynaklanan doğal afetler olduğunu düşünmekte. | Open Subtitles | لقد قال نوستراداموس بأن الأسماك و الحيوانات ستُسحق على الشاطئ يتساءل الكثير من العلماء عن أسباب موجات التسونامي |
Tsunami'den birkaç gün sonra çıkageldiğini söylediler. | Open Subtitles | يقولون انه كان يتجول بعد أيام قليلة من التسونامي. |
Ya Tanrı tsunamiden sorumlu yada olayları yönlendiren Tanrı değil. | TED | إما أن الرب مسئول عن التسونامي, أو أنه لا يسيطر على الأمور. |
tsunamiden sonra, yerleştirebileceğimiz çok çocuk vardı. | Open Subtitles | بعد التسونامي كان هناك الكثير من الاطفال اكثر مما امكننا استيعابه |
tsunamiden önce her yere baktım. | Open Subtitles | لقد بحثت عنهم لساعات قبل التسونامي |
Efendim, Tsunaminin ve depremin arkasında hangi dinin ya da hangi Tanrının olduğunu nasıl söyleyebilirim? | Open Subtitles | ..يا كاهن كيف أقول أي إله و أي ديانة كانت وراء هذا الزلزال ، او ذلك التسونامي ؟ |
Şimdi, bunu önceki konuya, tsunamiye bağlamak istiyorum. Çünkü tsunamiyle ilgili en büyük şeylerden bir tanesi blog dünyasının kapsamı sadece Tsunaminin kendi değildi gerçek alttan üste fenomenini ortaya koydu. | TED | الآن أود أن أربط هذا بالتسونامي لأن أحد الأشياء العظيمة عن التسونامي -- من حيث تغطية المدونات الإلكترونية و ليس من ناحية التسونامي نفسه-- هو أنه في الحقيقة مثل الظاهرة العكسية |
Ülkesini harap eden tsunamide her şeyini kaybetmişti fakat o futbol topu Pasifik boyunca yüzdükten sonra, onu geri alabildi. | TED | فقد كل شيء في كارثة التسونامي التي ضربت البلاد، لكنه كان قادرا على استعادة كرة القدم تلك بعدما طفت عبر المحيط الهادىء. |