Onlar da babalarının gücünü Harun'un oğullarına pay etti, böylece artan sayıda kurban ve iman ayini için... yeterli sayıda yüce rahibi oldu. | Open Subtitles | اشترك مع أبناء هارون اكتمال قوة اباهم لتوفير كهنة قيمين بأعداد وافرة بتزايد طقوس التضحيه والعبادة |
İmparatorluk için kurban verme konuşmalarınla beni sıkma. | Open Subtitles | وفر علىً خطابك عن التضحيه من أجل الإمبراطور |
Ben aile ilişkilerine karışmam ama sen her zaman, imparatorluk için kurban vermekten bahsedersin. | Open Subtitles | أنا لا أتدخّل في الشؤون العائلية ولكنك من يتحدث دوما عن التضحيه من اجل الإمبراطوريه |
Bazen kazanmak için şahtan fedakarlık etmek gerek. | Open Subtitles | بعض الاحيان للفوز يجب عليك التضحيه بالملك |
Bu yapılması gereken bir fedakarlık. | Open Subtitles | . هذه هي التضحيه التي ينبغي عملها شخص ما عليه أن |
Her şeyi satın alabiliyorken bir şeyi feda etmenin anlamı olmuyor. | Open Subtitles | عندها يمكنك شراء كل شيء ، التضحيه بشيء لا تعني شيئا. |
Ve bütün konuşmalarında barış için feda edilecek yaşamlardan bahsederdi.. | Open Subtitles | وكل هذا الكلام عن التضحيه بالارواح من اجل السلام |
Hizmette bulunmamış olabilirim ama sorumluluğu ve fedakarlığı bilirim. | Open Subtitles | ربما أننى لم أخدم ولكنى أعرف عن الواجب و التضحيه |
3 kanun bana yol gösterdi. İnsanlığı korumak için bazıları kurban edilmeli. | Open Subtitles | القوانين ألهمتني، من أجل حماية البشريه يجب التضحيه ببعضكم |
Sizin yaptığınız binlerce masumun hayatını kurban etmekti. | Open Subtitles | مافعلته هو التضحيه بألاف الأرواح من الأبرياء |
Korkunç deniz yaratığı için en büyük kızını kurban edecekti. | Open Subtitles | هو التضحيه بأبنته الكبرى لملك البحر البشع. |
Milattan önce, çocukların kurban edilmesini de kapsayan bir Pagan ziyafeti olarak başladı. | Open Subtitles | بدأ عيدُ الميلاد كعيد رومانيّ للإحتفال بالآلهه الوثنيّه.. ويتضمّن التضحيه بالأطفال. |
Bebekleri şeytana kurban ettikleri söylentisi yüzünden mi? | Open Subtitles | لأن الإشاعة تقول بإنه سيتم التضحيه بهِ للشيطان. |
Styria efsanesine göre, bir zamanlar bu noktada yüz bakire kör bir kuyuya atılarak kurban ediliyormuş. | Open Subtitles | اسطورة ستيريا تقول ,انه في الايام الخوالي , في هذه المنطقه بالتحديد تم التضحيه بمائة فتاة عفيفه في بئر جاف |
Büyük Perhiz fedakarlık ve kendini yadsıyarak gelişmek demektir. | Open Subtitles | الصيام ينمى التضحيه ونكران الذات |
Bu açık olsa da olmasada yaşamak için başkasının yaşamını alırsın. Bazı şeyleri bitirmek için fedakarlık gerekir. | Open Subtitles | تحتاج إلى التضحيه لتنجز شيئا ما |
Ne muhteşem bir fedakarlık. | Open Subtitles | مثل هذه التضحيه الرائعه. |
Ama sevdiğin birini feda etmek inançlarını sınar. | Open Subtitles | لكن التضحيه بشخص تحبينه يضع إيمانك محل الإختيار |
Kendi mutluluğunu feda etmek anlamına gelse de. | Open Subtitles | حتي لو كان يعني هذا التضحيه بسعادتك الشخصيه |
Bu galaksinin geleceğini feda etseniz bile mi? | Open Subtitles | حتى اذا كان المقابل التضحيه بمستقبل بهذه المدينه ؟ |
Fakat önce... bana en büyük fedakarlığı yapacaksın. | Open Subtitles | ولكن اولا يجب ان تجعلني التضحيه الكبرى. |