Bu doğruyu yanlışı ayırt edemeyen cahil birisi için nazik bir dildir. | Open Subtitles | وهل الكلام المهذب يكون مع بائع جوال، لايستطيع التفرقة بين الصواب والخطأ. |
Değerini yitiren bir terim hâline geliyor ve empati yeteneğimizi, ciddi ile ciddiyetsiz had aşmaları ayırt etme yeteneğimizi yok ediyor. | TED | لقد أصبح مصطلح منحط القيمة، وجعنا نفقد قدرتنا على ابراز التعاطف وعلى التفرقة بين الانتهاكات الخطيرة وغير الخطيرة. |
7 çeşit piponuzu birbirinden ayırt etmeyi öğrendiği ve emrinizle birer birer onları getirdiğinde, cephanenizde ki her silahla onu koruyacağınıza söz vermediniz mi? | Open Subtitles | ولكن عندما تعلم التفرقة بين سبعة أنواع مختلفة من البايب واستطاع إحضار كل صنف عندما طلبته ألم تقسم حينها |
Buradaki insanların çoğu Prada'yı Payless'tan ayıramaz. | Open Subtitles | معظم الناس هنا لا تستطيع التفرقة بين " برادا " و " بيليس |
İnsanlarla Wraithleri ayıramıyor ama bütün üs personelini belirli alanlara koyarsak sınırların dışında görünen noktalar hedeflerimiz olur. | Open Subtitles | نحن لا يمكننا التفرقة بين البشر و الريث لكن دخول مناطق محظورة يشير إلى وجود أعداء غالبا |
Diet ile normal kolayı ayırt etmenin nesi zor bana söyler misin? | Open Subtitles | ما هي درجة الصعوبة في التفرقة بين العادي و منخفض السعرات؟ |
Kimin militan kimin sivil olduğunu sadece biz ayırt edemeyiz. | Open Subtitles | نحن لا نستطيع التفرقة بين ! المدني منهم و العسكري |
Çünkü dişi ile erkeği ayırt etmesi çok zor, değil mi? | Open Subtitles | فبصعوبه يمكنك التفرقة بين المذكر والمؤنث |
Sanırım, sonunda gerçek aşk ile küçük arzuları ayırt edebildi. | Open Subtitles | أظنّه في النهاية تمكّن من التفرقة بين الحبّ الحقّ وشهوة تافهة. |
Sheila Phipps'in dediği gibi hapsi hak eden insanlar var, ama herkesin aldığı sonuç aynı olunca suçlu ve masumu ayırt etmek zorlaşıyor. | TED | كما قالت شيلا فيبس، هناك أشخاص ينتمون إلى السجن، لكن من الصعب التفرقة بين المذنب والبريء عندما تكون نتائج الجميع متشابهة. |
Gerçekten? İki yüz bin yıllık insan evrimi ve hala kılıç dişli bir kaplan ile salı gecesi serbest mikrofonda 20 kişilik halk şarkıcısını ayırt edemiyor? | TED | حقاً؟ ألفا سنة من تطور البشر، و لا يزال لا يستطيع التفرقة بين نمر ذي أنياب كبيرة و 20 من المغنيين الشعبيين في ليلة الأداء الحر يوم الثلاثاء؟ |
Yeni sinir hücreleri belleğimizi geliştirmemize ve benzer anıları ayırt etmemize yardımcı oluyor, örneğin: her gün aynı durağa, ama birazcık farklı bir yere koyduğunuz bisikletinizi nasıl buluyorsunuz? | TED | وستساعد هذه الخلايا على إضافة مزيد من الوقت لذاكرتنا كما ستساعد على التفرقة بين ذكريات مشابهة، مثل: كيف تجد دراجتك التي تضعها في المحطة كل يوم في نفس المكان، ولكن في وضعية مختلفة قليلا؟ |
Diğer deneyler, duyusal sinirlerini motor sinirlerinden ayırt edebilmesini sağladı, idrarın böbreklerde üretildiğini kanıtladı ve solunumun kaslar ve sinirler tarafından kontrol edildiğini ortaya çıkardı. | TED | وقد مكنته تجاربه الأخرى من التفرقة بين الأعصاب الحسية والحركية، مرسخاً على تصنيع البول في الكلى، ومستنتجاً لتحكم العضلات والأعصاب في عملية التنفس. |
Gerçek olanla olmayanı birbirinden ayırt edebilirsin. | Open Subtitles | ويمكنك التفرقة بين الحقيقة والاكاذيب |
Christa'nın gerçek ile rüyayı ayırt etme konusunda sıkıntıları var. | Open Subtitles | كريستا" واجهت صعوبة" فى التفرقة بين الأحلام والواقع |
Bir türlü kaçamıyorlardı ve virüslüleri ayırt edemiyorduk. | Open Subtitles | ولم يمكنهم الخروج، وما أمكننا التفرقة بين المصاب و... |
Ama hangisinin evi hangisinin işi olduğunu ayıramaz. | Open Subtitles | لكنه لا يستطيع التفرقة بين عمله ومنزله |
Ama hangisinin evi hangisinin işi olduğunu ayıramaz. | Open Subtitles | لكنه لا يستطيع التفرقة بين عمله ومنزله |
Bir memeliyi bir diğerinden ayıramaz. | Open Subtitles | - هو لا يستطيع التفرقة بين أحد الثدييات من الآخر . |
Onun elini tutmadan doğruyu yanlışı ayıramıyor musun? | Open Subtitles | لدرجة عجزك عن التفرقة بين الصواب والخطأ بدون إمساكها بيدك؟ |
Onun elini tutmadan doğruyu yanlışı ayıramıyor musun? | Open Subtitles | لدرجة عجزك عن التفرقة بين الصواب والخطأ بدون إمساكها بيدك؟ |
Onun elini tutmadan doğruyu yanlışı ayıramıyor musun? | Open Subtitles | لدرجة عجزك عن التفرقة بين الصواب والخطأ بدون إمساكها بيدك؟ |