tek açıklaması kitabı bir gecede bünyenine aldınız tabii ki bu imkansız. | Open Subtitles | التفسير الوحيد هو أنّك هضمته في نظامك بطريقة ما خلال الليل؛ وهذا بالطبع شئ مستحيل |
Bunun tek açıklaması, DNA'nın yetişkin bir hücreden gelmiş olması. | Open Subtitles | التفسير الوحيد هو ان ال (دي ان ايه) الاصلي جاء من خلية بالغ |
tek açıklama, etil-parathion dışında bir şeyden zehirlenmiş olmaları. | Open Subtitles | التفسير الوحيد هو أنه أصيب بالتسمم لشئ غير المبيد الإيثيلي |
Seni 1975 yılında tekrar gördüğümde zaman yolculuğunun tek açıklama olduğunu anladım. | Open Subtitles | "عندما رأيتك مجدداً عام 1975" "أدركت أن التفسير الوحيد هو السفر بالزمن" |
Efendim tek bir açıklaması var. | Open Subtitles | الجهاز الثاني أيضا مشوش التفسير الوحيد هو وجود ماجنترونة في المكان الجهاز الثالث بدأ يعطل أيضا |
Efendim tek bir açıklaması var. | Open Subtitles | الجهاز الثاني أيضا مشوش التفسير الوحيد هو وجود ماجنترونة في المكان الجهاز الثالث بدأ يعطل أيضا |
Muhtemel tek açıklama, karnaval zaman olması. | Open Subtitles | التفسير الوحيد هو, تعلمين, إنه مهرجان. |
Bunun tek bir açıklaması var, VA çuvalladı. | Open Subtitles | التفسير الوحيد هو أن مشفي مركز الجنود قد أخطأ |