"التفوق" - Traduction Arabe en Turc

    • üstünlüğü
        
    • üstünlük
        
    • üstün
        
    • alt
        
    • ustalık
        
    Osmanlıların askeri üstünlüğü, barutu muhtelif yerlerde ve gelişmiş bir şekilde kullanabilmesinden geliyordu. Open Subtitles كان سر التفوق النوعى للعثمانيين يأتى من أستخدامهم المتنوع والمعقد لإمكانيات مسحوق البارود
    Yeni kabine, sert bir beyaz üstünlüğü politikası sözü verdi. Open Subtitles وتعهدت الحكومة الجديدة لسياسة التفوق الأبيض من لا هوادة فيها..
    Ki bu da bizi ikinci dersimize getiriyor: Egonuzu feda edin ve üstünlük kompleksinden vazgeçin. TED وهو ما يقودنا للدرس الثاني من المسلسلات: التضحية بذاتك وترك عقدة التفوق
    O zamana kadar jetlerimiz havada üstünlük sağlamış olur. Open Subtitles حينها، سيكون لدينا التفوق الجوي بفعل المُحركات النفاثة
    Bu ayrıcalık zihinsel yönden üstün olduğu için geleneksel ahlak kavramını aşmış kişilerin olmalı. Open Subtitles هؤلاء القلة هُم الرجال ذوى التفوق الفكري و الثقافى. لدرجة أنهم فوق المفاهيم الأخلاقية التقليدية.
    üstün Alman çabası başarısız olduğunda Sovyet zaferi başladı. Open Subtitles ومن حيث أنتهى التفوق العسكرى الألمانى ستبدأ الأنتصارات السوفيتيه
    Sanırım hayatımın en üzücü günü, birçok konuda babamı alt edebileceğimi farkettiğim gündü. Open Subtitles أعتقد أن أتعس يوماً في حياتي كان عندما أدركت أني قادر على التفوق على أبي
    Savaşta deniz üstünlüğü, savaşın neticesi için hayati önem taşıyor. Open Subtitles معركة التفوق البحري، ستكون حاسمة لمن ينتصر في الحرب
    Ancak Afrika'da, hava üstünlüğü belirleyici etmendi. Open Subtitles ...فى أفـريـقـيـا كان التفوق فى القوات الجويه... هـو عـنـصر الحـسـم الرئيـسـى
    Khruschev U2 uçuşlarının "Füze üstünlüğü bizde" söyleminin bir blöf olduğunu açığa çıkarmış olmasından korkuyordu. Open Subtitles خشي خروشوف من "أن تكون رحلات ال "يو - 2 قد كشفت أن مزاعمة بشأن التفوق الصاروخي كانت خدعة
    Kahretsin! üstünlüğü tek başıma sağlayamam. Open Subtitles اللعنة لا استطيع تحقيق التفوق بنفسي
    Hiçbir gerçek savaşçı güç ve üstünlük için silahına güvenmez. Bundan söz ediyorum işte. Open Subtitles لا يعتمد المحارب الحقيقي على السلاح للقوة أو التفوق
    Ve Hitler rejimi altındaki doktorlar gibi zanlının üstünlük duygusu Hipokrat yeminin yerine geçmiş durumda. Open Subtitles و كالأطباء في عهد هتلر شعور التفوق لدى هذا الجاني يتخطى قسم ابقراط
    Her tartışmayı bir üstünlük savaşına çevirmemeyi. Open Subtitles ألا أحوّل كلَّ جدال إلى قتال من أجل إثبات التفوق.
    Kendimizi yerleştirdiğimiz o yukarıdan bakan üstünlük mertebesi, nefret dolu olan biz değil, onlarmış gibi... aslında nefretin en temelinde yatan bir gösteri: Biz doğuştan iyiyiz, onlar değil, işte bu değişmesi gereken şey. TED هذا مبدأ التفوق المنافق الذي جميعنا نتبعه أنهم كريهون و نحن لسنا هو مظهر الجذر الأساسي للكراهية: أننا جيدون بشكل أساسي وهم ليسوا وهذا ما يجب تغييره.
    üstün zekalı rakibin karşısında yenik düşmeye hazırlan. Tabii, önce bunu kaleme bağlamalıyım. Ne? Open Subtitles استعد لكى يتم التفوق عليك بواسطة كائنات تفوقك ذكاءً اجل , يجب ان اربطة الى القلم ماذا ؟
    Arkasını yaslanıp sürekli böyle bir üstün tavırları falan sürekli yargılayıp duruyor. Open Subtitles يجب عليك أن تراه ، يجلس . هناك وحسب ، يملك التفوق دائماً . يحكم علي دائما
    Çok üstün Pers güçleri karşısında Yunan taktikleri intihar gibiydi. Open Subtitles ،جرّاء التفوق العددي لقوّات الفرس بدت خطّة الإغريقيين كالانتحار
    Tarlanın sonuna ulaşınca tüm sağlam noktaları alt etmelisin. Open Subtitles عندما نصل إلى نهاية ذلك الحقل أزل كلّ مجالات التفوق على تلك الحافات.
    Konumunun çok üstündeki bir adamı nasıl oluyor da alt ediyorsun? Open Subtitles كيف يمكنك التفوق على رجل أعلى من وضعك الحالي ؟
    Ancak orada kaldım, çünkü çok nadir olarak görülecek bir şeye tanıklık ettiğimi anladım, başarı ve ustalık arasındaki o farka. TED و لكني بقيت لأنني أدركت بأنني كنت أشهد ما هو من النادر أن يلمح، الاختلاف بين النجاح و التفوق.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus