Yani, ben o kadar abartmazdım ama sunum on numara olmuş. | Open Subtitles | لم أكن لأذهب لهذا الحد لكن أمنحك العلامة الكاملة في التقديم |
Ama her neyse, böylesi dolu bir salon görmek harika, ve gerçekten Herbie Hancock ve meslektaşlarına böyle harika bir sunum yaptıkları için teşekkür etmeliyim. | TED | لكن على أي حال، إنه لعظيم رؤية هذا المسرح الملئ، وحقاً ينبغي علي شكر هاربي هانكوك وزملاؤه لمثل هذا التقديم العظيم. |
Bu büyük sunum da neyin nesi? | Open Subtitles | ماهذا التقديم الكبير الذي تعطيه حول الفلم |
Evet çocuklar canavarın gidişiyle bir sürü yeni başvuru aldık. | Open Subtitles | حسناً يا شباب، برحيل الوحش، لدينا الكثير من طلبات التقديم |
- Bugünkü sunumda yardım etmen iyi olurdu. | Open Subtitles | أستطيع الإستعانة بمساعدتكِ اليوم في التقديم |
İçeri girdin, büyük sunumu birbirine kattın, eşyalarını topladın, veda ettin ve öylece yürüdün gittin mi? | Open Subtitles | تريدين التقديم الكبير على مكتبك تأخذينه ثم تودعينه و ترحلين |
Pekâlâ, Bay Tribbiani. sunum vakti geldiğinde gelip sizi alacağım. | Open Subtitles | حسنا يا سيد تريبيانى سوف اتى لاصطحبك عندما يحن وقت التقديم |
Bu mimarı işten çıkartmalısın hangi firma için sunum yapıyor | Open Subtitles | فأنا اريد هذا المصمّم في الخارج الى اي شركة هو يعطي التقديم ؟ |
Emlak işinde olduğu için sunum konusunda bir şeyler biliyor. | Open Subtitles | لأنها سمسار عقارات فهي تعلم الكثير عن التقديم |
Söyle Takım Lideri Choi'a, sunum provası için hazırlansın. | Open Subtitles | فلتخبر رئيس الفريق شوي أن يستعد للقيام بتدريب على التقديم. |
Artık numune yok, artık analiz yok, sunum yok. | Open Subtitles | لا مزيد من العينات لا مزيد من التحاليل ولا مزيد من عروض التقديم |
sunum sırasında böyle şeyler yapamazsın. | Open Subtitles | بلى فعلتِ، ولا يمكنكِ فعل هذا في التقديم. |
Ön elemelerde takımımız ilerlesin diye yumruk yemekle meşgul olduğumdan nasıl sunum yapamadığımdan bahsediyorduk. | Open Subtitles | كنا نتكلم عن عدم تمكني من التقديم في التصفيات لأني كنت مشغولاً جداً بتلقي لكمات على وجهي حتى يتمكن فريقنا من التقدم |
Bildiğiniz gibi sunum her şeydir. | Open Subtitles | حَسناً، تَعْرفُ، التقديم كُلّ شيءُ. |
Baba, galiba son başvuru tarihlerini kaçırdım. | Open Subtitles | أنا . أنا فاتني التقديم في الديدلاين على مأعتقد |
4.6 ortalaması olduğu hâlde başvuru formunu bariz eser hırsızlığı yaparak hazırlayan gençle konuşmayı çok istiyordum. | Open Subtitles | لقد كنت أتطلع لمقابلة الفتى الحاصل على معدل 4.6 الذي سرق بشكل واضح مقال التقديم |
Belki değil ancak T vizesine başvuru ile ilgilidir. | Open Subtitles | ربما لا, لكن لذلك علاقة مع التقديم لتأشيرة ضحايا الإتجار بالبشر |
Duydun mu, Haney bugünkü büyük sunumda benim fikirlerimden birini kullanacak. | Open Subtitles | هل سمعت، أن (هاني) سيستخدم إحدى أفكاري في التقديم الكبير اليوم. |
Ödeneğimizi almak için bu sunumu yapmalıyım. | Open Subtitles | لابد لي من عمل عرض التقديم لأحصل علي منحتنا |
Sunuma üç yıldız veriyorum, gerçekten, fakat sahte et, biraz kurumuş. | Open Subtitles | أعطي التقديم 3 نجمات و لكن اللحم لا زال جافاً |
Ödülü takdim edeceğimi söylediğime inanamıyorum. | Open Subtitles | إلهي، لا أستطيع التصديق أني طلبت التقديم في الحفل |
Tam olarak doğru değil, ama tanışma kısmı iyiydi. | Open Subtitles | ليس صحيحاً تماماً، لكن جزئية التقديم كانت جيدة |
Yardımcı sunucum teknik sorunlar yaşıyor. | Open Subtitles | زميلي في التقديم يختبر مشاكل فنية... |
Ve şimdi, satış sorumlumuz, Diane Koscinski, sunumumuzu gerçekleştiriyor. | Open Subtitles | والآن, وكيلة الأتحاد, ديان كزونسيكي , سوف تقوم بعملية التقديم. |
Locke. Terapi oturumlarına yeniden başladığınız zaman tekrar başvurabilirsiniz. | Open Subtitles | يمكنك إعادة التقديم عند استمرارك حضور جلساتك |