| Onunla tanıştığım günden beri şans bana güldü. Hep iyi şeyler olmaya başladı. | Open Subtitles | لقد كانت فأل طيب لي منذ أن التقيتها الأمور الجيدة بدأت بالحدوث |
| Dün gece partide tanıştığım bir bayanla. | Open Subtitles | مع تلك المرأة التي التقيتها ليلة أمس في الحفلة. |
| Onunla o dokuz yaşındayken tanıştım ve tanıştığımızdan beri ben ve ekibim ona özel bir ses inşa etmek için uğraşıyoruz. | TED | التقيتها عندما كانت في التاسعة من عمرها، ومنذ ذلك الحين، فريقي وأنا سعينا إلى بناء صوت مخصص لها. |
| Bugün tanıştık. Yardım edebileceğini söyledi. | Open Subtitles | لقد التقيتها اليوم ، اتصلت بي وقالت بأنها ستساعدني |
| Bu tanıdığım en sıkı kız olabilir. | Open Subtitles | قد تكون هذه اظرف فتاة التقيتها على الاطلاق |
| Bir kızı vardı, aynı ona benziyordur. Siz muhtemelen onunla tanıştınız. | Open Subtitles | كان لديها ابنة تماثلها فى الشكل تماما,ربما تكون قد التقيتها. |
| Çünkü onunla daha yeni tanıştın. | Open Subtitles | لأنكِ التقيتها للتو وأكره أن أفجر فقاعتك |
| Yoksa yeni tanıştığın bir kızla seks yapmayı seçen sen miydin? | Open Subtitles | أو كان اختيارك لممارسة الجنس مع فتاة ما التقيتها للتو؟ |
| ve teknede tanıştığım genç hanımı da bir şekilde kaybettim . | Open Subtitles | وافترقت عن الشابة التي التقيتها على متن القارب |
| Dün gece partide tanıştığım kız. | Open Subtitles | هي الفتاة التي التقيتها بالحفلة ليلة البارحة؟ |
| Hayır adamım, bu kız iyi biri. tanıştığım en hoş kız. | Open Subtitles | لا، هذه الفتاة سليمة، انها افضل فتاة التقيتها |
| Belki de tanıştığım en cesur, en erotik kadın. | Open Subtitles | ربما تكون أشجع وأكثر امرآة مثيرة التقيتها |
| Onunla, annen öldükten on yıl sonra tanıştım. | Open Subtitles | امرأة التقيتها بعد عشر سنوات من وفاة والدتك. |
| Sen o kız değilsin Bir milyon yıl önce tanıştım. | Open Subtitles | لستِ الفتاة التي التقيتها منذ ملايين السنين |
| - Bir ilkbahar gecesi tanıştım onunla. | Open Subtitles | التقيتها لأول مرة في ليلة خريف. |
| Tam buranın önünde tanıştık. | Open Subtitles | لم يكن ليحدث لو لم نكن مرضى عندك التقيتها في الخارج هنا |
| Kendisi satış danışmanı, ofiste tanıştık. | Open Subtitles | إنها مندوبة مبيعات التقيتها في المكتب |
| Bayan Dalrymple ayrıca, tanıdığım en cömert, en şefkatli özverili ve gerçek hristiyan olan bir kadındır. | Open Subtitles | الأنسة داورنبل أيضاً كريمة ومتعاطفة ومتفانية كأفضل امرأة مسيحية التقيتها في حياتي |
| Onunla beş dakika önce tanıştınız. Ne kadar güçlü olduğunu bilmiyorsunuz. | Open Subtitles | لقد التقيتها من خمس دقائق فقط ولا تدري مدي صلابتها |
| Salaklaşma, daha yeni tanıştın onunla. | Open Subtitles | لا تكن غبياً لقد التقيتها لتوّك فحسب |
| Evet ama tanıştığın en güzel kızla şansını mahveden sensin. | Open Subtitles | نعم, ولكنك من خرّب فرصته مع أفضل فتاة التقيتها. |
| Geçen gün ona rastladım ve bir şeyler yolunda değilmiş gibiydi. | Open Subtitles | لستُ موقنًا، التقيتها قبل أيام وبدت غير طبيعيّة. |
| Yoksa odanda karşılaştığım o çekici genç hanım mı? | Open Subtitles | هل هي الفتاة الساحرة التي التقيتها في شقّتك؟ |
| - Birkaç kez karşılaşmıştık ama çok hoş bir kadına benziyordu. | Open Subtitles | لقد التقيتها بضع مرات فحسب لكنها كانت تبدو إمرأة طيبة |
| Musu'yla tanıştığımda 48 yaşındaydı. | TED | كانت موسو تبلغ 48 سنة حين التقيتها. |