Bu değerlendirmeler hastanenin idaresince okunmuş, bölüm başkanlarınca. | Open Subtitles | التقييمات إلى أن تقرأ واستعرض من قبل مسؤولي المستشفى، رؤساء الأقسام. |
Dinle, senden psikolojik değerlendirmeler yapmanı istiyorum. | Open Subtitles | أسمعي, اريدكِ ان تقومي ببعض التقييمات النفسية |
Geçmişte yapılmış tanıtım değerlendirmeleri de hala bizim için bir sır. | Open Subtitles | وماذا يدور في ماضيهم تلك التقييمات المبدأية، التي بقيت لغزاً لنا |
Reyting için kendimi utanç bir duruma düşürmeyeceğim. | Open Subtitles | لن أحرج نفسي بالدخول في سباق على التقييمات |
Cevapları aldı olgulara erişti ve reytingleri topladı. | Open Subtitles | يحصل على الإجابات. يحصل على الحقائق. والأهم من ذلك كله، انه يحصل على التقييمات |
Tüm stajyerlere değerlendirme formu verdiğinizi söylemiştiniz. | Open Subtitles | قُلتَ بأنّك كُنْتَ تَعطي التقييمات إلى كُلّ الأطباء المقيمون. |
İzlenme oranları geldi. | Open Subtitles | هاهىَ التقييمات. |
değerlendirmeler sahiden değişmek ve ıslah olmak isteyip istemediğiniz bizlere gösterecektir. | Open Subtitles | التقييمات ستحدد لنا إن كنتم فعلاً تريدون أن تتغيروا |
Öğretmenlerden ve öğrencilerden duyduğum değerlendirmeler ve benim belirttiğim şey işyerinde bölücü olmasıydı. | Open Subtitles | التقييمات التي سمعتها من الأساتذة و التلاميذ و ما ذكرته سابقا لقد كانت تشوش على مكان العمل |
Gerçekte, dar 360 anketleri gibi ya da demode olmuş performans kriterleri gibi geleneksel değerlendirmeler, size yanlış pozitif noktaları verecek, size gerçekte olduğunuzdan daha hazır olduğunuzu düşündürerek sizi uyutacaktır. | TED | في الواقع، التقييمات التقليدية كاستقصاء 360 المحدود أو معيار الأداء القديم سوف تعطيك معطيات إجابية خاطئة، لدرجة أنها تجعلك تظن أنك مهيأ أكثر مما أنت عليه حقا. |
Kişisel olarak, ben öğrencilerimin hakkımda yazdıkları değerlendirmeleri tartışmasız gereksiz buluyorum. | Open Subtitles | أنا شخصياً أجد أن التقييمات التي يكتبها طلبتي عني ليس لها أي فائدة |
İlk değerlendirmeleri yapıldı ve aktif göreve dönebileceklerine karar verildi. | Open Subtitles | تم اجراء تقييمات أولية، و كلهم تخطوا التقييمات و أُعتبروا مناسبين للعمل. |
Amirin olarak, değerlendirmeleri bana ulaştırmanı istiyorum. | Open Subtitles | بأنه بصفتي رئيسك أنا أؤمرك للحصول على تلك التقييمات لي |
Şöyle ki buranın sahibi olan kişilerin Reyting diye küçük bir takıntıları var. | Open Subtitles | هذا ما يحصل هنا مع من يملكون هذا المكان لديهم هذا الهوس المضحك حول التقييمات |
Ödemeleri reytingler yapıyor. Reyting yoksa ödeme de yok. | Open Subtitles | يبدو أن التقييمات تدفع الإيجار لا تقيمات. |
Anlaşılan o çatıda benimle röportaj yapması reytingleri acayip yükseltmiş. | Open Subtitles | عندما أجرى معي المقابلة على ذلك السطح التقييمات كانت كبيرة جداً جعلوه مذيع مجدداً |
reytingleri bir düşün. | Open Subtitles | فكّر في التقييمات |
Evet, bir tür çelişkili psikolojik değerlendirme zırvalığı, yasal çekişmeler. | Open Subtitles | نعم، نوع من تضارب التقييمات النفسية، والجدال القانوني |
Bağımsız değerlendirme kullanmak zorundayız sanıyordum. | Open Subtitles | ظننت انه علينا أن نستخدم التقييمات المستقلة |
İzlenme oranları için bir altındı. | Open Subtitles | كانت منجم التقييمات. |
Ben ratingleri birimin dörtte üçü kadar arttıracağım... | Open Subtitles | حصلت على وعدك سأرفع هذه التقييمات الى مافوق الثلاث أرباع من النقطة... |
Ne yazık ki reytinglere de Russell Edgington'ın yaptıkları dikte ediyor. | Open Subtitles | وللأسف، إنه أمثال راسل إدجنتون من يقودون التقييمات. |
Bu hafta sonuna kadar izlenme oranlarını arttırmazsak işimiz bitik. | Open Subtitles | أذا لم نرفع التقييمات بنهاية الأسبوع فقد قُضى علينا. |
Satıcının tüketici odaklı bu tutumu, bu tarz sitelerden birine bırakılan son 3 aydaki 120.000 yorumdan yüzde 95'inin, beş üzerinden beş puan olmasına sebep oluyor. | TED | هذا النوع من الموقف الحريص على المستهلك هو السبب في أنني عندما استعرضت 120 ألف تقييم من التقييمات التي وٌضعت على أحد هذه المواقع خلال أكثر من ثلاثة أشهر، وجدت أن 95% من هذه التقييمات حاصلة على 5/5 |