Tepenin bir ucundan diğer ucuna hızlı koşu yapacağız. Başlayın. Başlayın. | Open Subtitles | عدو سريع إلى أعلى و أسفل التلّة هيا بنا هيا بنا |
Onları sattığım troller bir sonraki Tepenin yanındalar. | Open Subtitles | الأقزام الذين بعتها لهم وراء التلّة التالية. |
Tepenin üzerinde olduğu için asma bahçe deniliyor! | Open Subtitles | تُدعـى الجنائن المعلّقة، لأنّـها على التلّة. |
JK: Hala tepe ile ilgili fikrimiz vardı. | TED | مع ذلك ما زالت لدينا هذه الفكرة عن التلّة |
Çılgın tepe Çetesi. Mia Westlake'i kaçıranlarla aynı çete olmalı. | Open Subtitles | عصابة "التلّة المجنونة" حتماً قامت العصابة ذاتها بإختطاف (ميّا ويستلِك) |
Bakın, gitmem gerekiyor. Şu tepeye çıkacağım. Bir hayvan kontrol sorunumuz var. | Open Subtitles | إسمعا، عليّ الإنصراف، عليّ التوجه إلى تلكَ التلّة نواجه مشكلة بالسيطرة على أحد الحيوانات |
Bu tepeyi geçer geçmez ölüler ormanının yakınına varmış olacağız. | Open Subtitles | عندما نصل لقمّة التلّة سنكون قد اقتربنا مِنْ غابة الموتى |
O tepeden düşüp de kafatasını yardığından beridir çok saçma sapan konuşuyorsun. | Open Subtitles | إنّكَ مُنذ وقعتَ من فوق تلكَ التلّة وصُدمت رأسكَ، وأنتَ تتحدث جنوناً. |
Tepenin orada yürüyüş yapıyordum. Arabasında otururken gördüm. | Open Subtitles | كنت أسير في التلّة ورأيته يجلس في سيارته |
Bir Tepenin üstündeydi. | Open Subtitles | كان حقيقة على ظهر تلّة هذه التلّة |
Ana yol şu Tepenin arkasında olmalı sonra da en yakın kasabaya giden bir araç bulacağız. | Open Subtitles | {\pos(190,230)}الطريق السريع خلف تلك التلّة حيث سنستقلّ سيّارةً إلى البلدة الأقرب. {\pos(190,230)}أبي؟ |
Onu yakaladık. Tepenin arkasında. | Open Subtitles | لقد أمسكنا بها،، وراء التلّة |
Rumplestiltskin'in dediğine göre Regina'yı alt edecek silah şu Tepenin en üstünde olacak. | Open Subtitles | (وفقاًلـ(رامبلستيلسكن... السلاح الذي سيهزم (ريجينا) يقبع على قمّة هذه التلّة |
Ama şu tepe uygun gözüküyor. | Open Subtitles | لكن هذه التلّة تبدو في المدى المناسب. |
Ama şu tepe uygun gözüküyor. | Open Subtitles | لكن هذه التلّة تبدو في المدى المناسب. |
Goodhue County'de Çılgın tepe diye bilinen bir çiftlikte ot yetiştirip Oakland'a getirip, evin dışında satıyorlarmış. | Open Subtitles | إنهم يزرعون الحشيشة بمزرعة يطلق عليها "التلّة المجنونة" بمقاطعة "غودهو" وقد جلبوها إلى "أوكلاند" وقاموا ببيعها خارج المنزل |
Bu gece tepeye onları izlemeye gideceğini söyledi. | Open Subtitles | أنّها ستذهب لرؤيتها على قمّة التلّة هذا المساء، |
Buradan, çalıların içinden geçerek tepeye doğru ilerleyelim. | Open Subtitles | هناك، عبر الأجمة باتّجاه التلّة. |
Biri tepeye çıksın! | Open Subtitles | "فليصعد أحد على التلّة!" |
Birkaç biradan sonra arkadaşlarla bu tepsilerin üzerine çıkıp aynı tepeden yarışırdık. | Open Subtitles | بعد شرب البيرة ، أنا و أصدقائي كنا نتزحلق على هذه الصينيات. و نتسابق على هذه التلّة. |