| Hey, ünlü! Kaldır kıçını ve şunu idari binaya götür. | Open Subtitles | أيها الكسول، إنهض وأنقل هذا إلى البناية التنفيذية |
| Baba, idari ofisleri, reklam ofislerini, yemekhaneyi gördün. | Open Subtitles | حسناً أبي، رأيت المكاتب التنفيذية ومكاتب الإعلان، وغرفة الطعام |
| Efendimin emrine göre yürütme kurulunun diğer elemanları da gelmek zorundadır. | Open Subtitles | إنها أوامر من سيدي أنه يجب على اللجنة التنفيذية الحضور أيضاً |
| Dürtü kontrolü ve yürütme fonksiyonu için gerekli olan prefrontal korteksi engelliyor, ki bu alan, öğrenme için kritik bir alandır. | TED | ويمنع قشرة الفصّ الجبهي الضرورية للسيطرة على الانفعالات والوظائف التنفيذية المنطقة الحساسة للتعلّم |
| Yüce Yönetici güç, kitlelerin emriyle elde edilir... ..osuruktan bir Su Ayini ile değil. | Open Subtitles | السلطة التنفيذية العليا تنشأ من اختيارات الجماهير ليس من بعض المراسم المائية الهزلية |
| Rakipsel bulmuştum... Gerçek, CEO olmak berbat! | Open Subtitles | اكتشفت أن الأمر صعب كوني المديرة التنفيذية ليس بالأمر السهل أبداً |
| Biz Başkan Obama'nın tarihi yönetim eylemlerini gördük. | TED | رأينا الأوامر التنفيذية التاريخية التي صدرت من الرئيس أوباما. |
| yürütücü işlev ile ilgili böyle düşünmenin tamamen yanlış olduğunu söylemek için buradayım. | TED | حسنًا، أنا هنا لأخبركم أن هذه الطريقة في التفكير بالوظيفة التنفيذية خاطئة تمامًا. |
| Lorelai artık idari Yönetici. Harika değil mi? | Open Subtitles | لورلاي المديرة التنفيذية الآن أليس هذا رائعا؟ |
| Yedinci Bölüm'ün idari yetkilerine dayanarak sana emrediyorum. | Open Subtitles | تَعْرفُ، نحن لَمْ نَطْلبْ أَنْ نَكُونَ هنا. آمرُك تحت إس سبعة السلطة القضائية التنفيذية. |
| Şimdi, affınıza sığınarak, efendim idari kadronun bütün bunlara hazır olduğunu düşünmüyorum. | Open Subtitles | الآن، مع فائق الإحترام سيدي لا أعتقد أن هذه السلطة التنفيذية مستعدة لهذا |
| Gizli Servis yürütme ve... yasama organlarının aynı yerde bulunmasını istemiyor. | Open Subtitles | جهاز الأمن لا يُريدُ السلطة التنفيذية... ... والسلطةالتشريعية في نفس الغرفةِ. |
| yürütme ve yargı kurumlarımızın ayrı olduğu yanılgısına... kapılmış olduğumu kabul etmek beni utandırıyor. | Open Subtitles | إنني أشعر بالإحراج أنه لدى هذا الإعتقاد الخاطئ سلطاتنا القضائية و التنفيذية منفصلة |
| Bu, en basit ifadeyle, yürütme organının fikirlerini berraklaştırdı. | Open Subtitles | هذا ببساطة بلور آراء من في السلطة التنفيذية |
| Evet; fakat bir Yönetici bu imaj problemi ile... - ... | Open Subtitles | و لكن السلطة التنفيذية المختصة ستجد طريقة للتعامل مع مشاكل صورة الشركة |
| Tabi Yönetici şef kelimesini tercih etmiyorsan. | Open Subtitles | إلا إذا كنتِ تفضلين أن تكوني كبيرة الطباخين التنفيذية |
| Kim Palmieri CEO olduktan sonra. | Open Subtitles | بعد أن أصبحت كيم بالميري المديرة التنفيذية. |
| Ama CEO olarak, sorumluluklarım var. | Open Subtitles | لكن باعتباري المديرة التنفيذية فإنا في موقع المسؤولية. هل تميزين هذا المستند؟ |
| Başkanın bilinci yerinde... ve yönetim hala kendisindedir. | Open Subtitles | الرئيس بكامل قواه ويحتفظ بكل سلطاته التنفيذية |
| Peggy Peabody bu gece benim şerefime yemekli bir parti düzenliyor... ve bu büyük fon kuruluşuna yaklaşıyordum, onların... yönetim kurulu toplantısına girmeyi umuyordum. | Open Subtitles | وقد كنت أوثق العلاقة مع المتبرع الرئيسي الذي كنت أتمنى أن أضمه للإدارة التنفيذية |
| Ayrıca belli bir durumda yürütücü işlevi kullanırken ortaya koyduğunuz stratejilere de bağlıdır. | TED | وتعتمد كذلك على الاستراتيجيات التي تنفذها عند استعمالك للوظيفة التنفيذية في حالة معينة. |
| Hepsi bu stüdyodaki duygusuz idareciler yüzünden. | Open Subtitles | حسنا، هذا كان كل ذلك بفضل لهذا التنفيذية استوديو منفرجة حقا. |
| Beni geleceğin genç bir yöneticisi gibi düşün. | Open Subtitles | مجرد التفكير في لي كأي التنفيذية الشباب على المقبلة. |