Bu kadar pervasız olabilmen için aptal olman lazım. | Open Subtitles | يجب أن تكوني حمقاء لتكوني بهذا التهور |
Biraz daha pervasız ve olgun olmayı dene. | Open Subtitles | جربي التهور و مقدار قليل من النضج |
Ama bu kadar geniş bir alanda pervasızca öldürmek bu güvenin hayalden çıktığı anlamına gelir. | Open Subtitles | لكن التهور بالقيام بالقتل في مكان عام يشير إلى أن تلك الثقة قد تكون تنبع من وهم |
Pam, burada adalet tıkanıklığı var. pervasızca tehlikeye yol açma durumu var. | Open Subtitles | لدينا عرقلة العدالة هنا هناك التهور وتعريض الناس للخطر |
Gençlerin ne kadar dikkatsiz olduğunu bilmenize rağmen oğlunuza 30 bin dolarlık araba aldınız. | Open Subtitles | لقد اشتريت سيارة لابنك بثلاثون ألف دولار على الرغم من أن الفتيان في سن المراهقة معروف عنهم التهور |
Ve bunu pervasızlık ve sorumsuzluk olarak kabul ediyorum. | Open Subtitles | وأنا شخصياً أعتبرها نوع من التهور وعدم المسئولية |
Bunu ne umursamazlık hissiyle ne de şiddeti sevdiğimden planladım. | Open Subtitles | لم أكن مخططاً له في روح التهور لا, لكن بسبب أنني لا أحب العنف |
Pervasızlığın daha önce başımızı belaya sokmuştu. | Open Subtitles | وقد حصلت التهور بك معنا في مشاكل من قبل. |
Birazcık pervasız olmayı öğrenebildiğine sevindim Thomas. | Open Subtitles | أنا مسرور بأن أرى أن بعض التهور قد بدأ (يدخل إلى روحك يا (توماس |
Bu pervasız ve tehlikeli. | Open Subtitles | ومن التهور وهذا أمر خطير. |
Onu bir sözcü olarak seçmek çok pervasızca olurdu. | Open Subtitles | من التهور أن يتم اختيارها كمتحدث |
Onu bir sözcü olarak seçmek çok pervasızca olurdu. | Open Subtitles | من التهور أن يتم اختيارها كمتحدث |
pervasızca harcama onu. | Open Subtitles | لا تتساهل في التهور |
Ki beni böyle dikkatsiz olmaya ne itti bilemiyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أقول ما الذي دفعني لهذا التهور. |
Ki beni böyle dikkatsiz olmaya ne itti bilemiyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أقول ما الذي دفعني لهذا التهور. |
Ve bunu pervasızlık ve sorumsuzluk olarak kabul ediyorum. | Open Subtitles | وأنا شخصياً أعتبرها نوع من التهور وعدم المسئولية |
Size yalvarıyorum, efendim pervasızlık ve güçlülüğü birbirine karıştırmayın. | Open Subtitles | ...أناشدك يا سيدى ألا تخلط بين التهور والقوة |
İyi bir kayıt oluyordu. İçinde umursamazlık vardı. | Open Subtitles | كانت جيده جداً وتمتلك التهور |
Pervasızlığın bir üstü. | Open Subtitles | انها حدود التهور. |