"التوحد" - Traduction Arabe en Turc

    • otizm
        
    • otizmin
        
    • otistik
        
    • otizme
        
    • Asperger
        
    • Otizmli
        
    • otizmde
        
    • otizmi
        
    Bu günlerde, bütün çocuklarda otizm ya da hiperaktiflik oluyor. Open Subtitles بأيامنا هذه، كل الأطفال يعانون من التوحد أو نقص التركيز،
    Ülkemizde otizm yüzünden acı çekenlere ve ailelerine umut vermek, onları cesaretlendirmek için. Open Subtitles بل لإعطاء الآمل والشجاعة لأولئك الناس من يعانون من التوحد في هذه البلاد
    Peki, her bin kişideki otizm durumuna bir göz atalım. TED حسنا، دعنا نلق نظرة على شئ مثل معدل حدوث التوحد لكل ألف
    Artan farkındalık ile birlikte, daha fazla ebeveyn, daha fazla pediatrist, daha fazla eğitmen otizmin özellikleri hakkında bilgi sahibi oldu. TED و مع زيادة الوعي تلك، فإن الكثير من الآباء، و الكثير من أطباء الأطفال و المعلمين، تعلموا كيفية التعرف على سمات التوحد.
    Bu çocukların her ikisi de benzer otistik spektrum bozukluğu belirtilerini gösteriyor. TED إذاً فإن كلا الولدين يملكان نفس التشخيص لاضطرابات طيف التوحد.
    Bana açıklamam için izin verin. Aşılar otizme neden olmaz. TED لكن دعوني أكون واضحةً للغاية: إن اللقاحات لا تسبب التوحد.
    Önemli bir şekilde, Asperger otizmi yetenekli olmakla engelli olma aralığını kapsayan farklı bir süreç olarak görmüştür. TED بشكل حازم إعتبرأاسبرجر التوحد كنوع من التواصل المختلف يتجاوز نطاق مدهشاً من الموهبة والإعاقة.
    Benim otizme yolculuğum, aslen Otizmli yetişkinler için açılmış bir yerleşim biriminde yaşarken başladı. TED رحلتي مع التوحد بدأت حقا عندما عشت بوحدة سكنية خاصة بالبالغين الذين يعانون من التوحد.
    Evet, şimdi biz biliyoruz ki, otizm bu bozulmadır, size bahsetmekte olduğum yansıtmadaki bozulmadır. TED حسنا, نحن الآن نعلم أن التوحد هو الإخلال باستشعار هذا الصدى الذي أكلمكم عنه.
    otizm, gelişimsel bozukluklar arasında, en genetik-belirlenimli olanıdır TED حسنا, التوحد هو أقوى الحالات الوراثية في جميع اضطرابات النمو,
    otizm davranışlarının iki yaşına gelince ortaya çıkmasını beklemek zorunda değildik. TED لم يكن علينا أن ننتظر سلوك التوحد للظهور في السنة الثانية من الحياة.
    Bazı bireyler genetik bir nedenden dolayı otistik olabiliyor ama bunun nedeni ailede otizm olması değildir. TED في حالة بعض الأفراد، بالإمكان أن يصابوا بالتوحد لسبب ذي علاقة بالجينات و لكن ليس لأن التوحد أمر وراثي في عائلتهم.
    Farelerde mikroplar çoklu skleroz, depresyon, otizm ve yine obezite gibi şeylerin de dahil olduğu ilave şartlarla bağlantılıdır. TED في الفئران، المايكروبات لها علاقة بالعديد من الحالات الاخرى، مثل التصلب المتعدد، الاكتئاب، التوحد وايضا السمنة.
    otizm 20. yüzyılda çok nadir görülen bir durum olarak nitelendiriliyordu. TED لأكثر من 20 قرناً، أُعتبر مرض التوحد حالة نادرة بشكل لا يصدق.
    Neden 1990'lardan önce otizm vakalarına daha nadir rastlanıyordu? TED لماذا كان من الصعب تشخيص حالات التوحد قبل سنة 1990؟
    Bu aslında şaşılacak bir şey değildi, çünkü Kanner’ın otizm tanısı kriterleri inanılmaz seçiciydi. TED الأمر الذي لا أجده مفاجئ. لأن معايير كانر لتشخيص التوحد كانت دقيقة بشكل لا يصدق.
    Bir defasında başka klinisyenler tarafından otizm teşhisi konan 10 çocuktan dokuzunun otistik olduğunu reddettiği için havalara girmişti. TED حتى أنه تفاخر بكونه رفض تشخيص 9 أطفال من أصل 10 أرسلهم أطباء آخرون إليه وذلك دون تلقيهم أي تشخيص لمرض التوحد.
    Dahası, aşılarda bulunan thimerosal adındaki bileşenin otizmin nedeni olduğu düşünülüyordu. TED و بالإضافة إلى ذلك، فإن واحداً من مكونات اللقاحات، و هو يُدعى الثيرموسال، كان يُعتقد بأنه مسبب مرض التوحد.
    otizmin bir spektrum olması gibi etiyolojinin de bir spektrumu, nedenlerden oluşan bir spektrum vardır. TED و كما أن التوحد هو طيف، هناك طيف من الأيديولوجيات، طيف من الأسباب.
    Amacım insanların otizm ve yüksek fonksiyonlu Asperger'e sahip bireylere karşı bakışını değiştirmek, çünkü yapabilecekleri çok şey var. TED إن هدفي هو تغيير نظرة الناس عن التوحد و المصابين باضطراب طيف التوحد. لأن هناك الكثير الذي يمكنهم أن يصنعوه.
    Bu, 15 aylık küçük bir kız çocuğu ve Otizmli. TED حسنا, هذه الفتاة الصغيرة تبلغ من العمر خمسة عشر شهرا, وهي تعاني من التوحد.
    Bunu aşina olduğumuz diğer durumlarla karşılaştırdığımızda kanser, kalp hastalığı, diabet vb. gibi, diğer durumlara nazaran otizmde genetik çok daha büyük bir rol oynuyor. TED عند مقارنتها بحالات أخرى، حالات نحن نعرفها، أشياء كالسرطان و أمراض القلب و السكري، في الحقيقة، تلعب الجينات دوراً أكبر بكثير في التوحد مقارنة بدورها في تلك الحالات الأخرى.
    İnsanlar otizmi çok kesin ve kısıtlı tariflerle tanımlama eğilimindeler ancak gerçek hayatta, bizle ilgili bir çok farklılık mevcut. TED البشر يميلون إلى تشخيص التوحد بوسائل وأوصاف محددة، ولكن في الواقع، تختلف كليا على ما نحن عليه.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus