Kötü gözüktüğünü biliyorum ama Açıklayabilirim. | Open Subtitles | حسنا. اعرف ان هذا يبدو سىء, لكنى استطيع التوضيح. |
Kötü gözüktüğünü biliyorum ama Açıklayabilirim. | Open Subtitles | حسنا. اعرف ان هذا يبدو سىء, لكنى استطيع التوضيح. |
Bu biraz açıklama gerektiriyor. | TED | الآن هذا الاختراع يحتاج قليلاً من التوضيح .. |
Nedenini hiç sorma. Bazı şeyleri açıklamak zordur. | Open Subtitles | ولا تسألني لماذا فبعض الأشياء صعبة التوضيح |
Açıklaması zor ama seni çok sevdiğini biliyorum. | Open Subtitles | . من الصعب التوضيح . لكن أعرف أنه كان يحبك كثيراً |
Ben sadece bu odadaki erkeklere bir kadının neden kaçtığını açıklamaya çalışıyorum. | Open Subtitles | كنت احاول فقط التوضيح للعنصر الذكري بهذه الغرفة مالذي يدفع إمرأة للرحيل.. |
Redding, tandık geliyor. | Open Subtitles | التوضيح, هذا الاسم يبدو مألوفا. |
Şimdi açıklayamam. Daha sonra anlatacağım. | Open Subtitles | أنا لا أستطيع التوضيح الآن سأخبركِ لاحقاً |
Bu gerçekten rahatsız edici bir düşünceydi ve şükür ki bunu yüksek sesle söylemedim. Çünkü sonradan açıklığa kavuşturdum, | TED | كانت فكرة ساخرة جداً، ولحسن الحظ لم أقلها بصوت مرتفع، لأنني حصلت على التوضيح بعدها. |
Dinleyin, Açıklayabilirim. Bir ordu deneyine katılmıştım. | Open Subtitles | اسمع, استطيع التوضيح انا كنت بتجربة الجيش |
Baba, Kızgınsın biliyorum, fakat Açıklayabilirim. | Open Subtitles | أبي، أعرف أنك غاضب، ولكن بإمكاني التوضيح. |
- Ama bir saniyeliğine geri dönebilirsek demek istediğimi Açıklayabilirim. | Open Subtitles | لثانية واحدة فقط كي أتمكن من التوضيح. لديك رجل عمره 40 عام |
Hayır. Asla sanıkların açıklama yapmalarına izin vermem. Çünkü bu kişiyi ters bir duruma düşürür. | Open Subtitles | كلا، غير مسموح للمتهمون التوضيح لأنهم يوضعوا في موقفاً محرجاً |
Bu açıklama normalden kısaydı. | Open Subtitles | حسناً ، هذا التوضيح كان أقصر من المُعتاد |
Bir açıklama beklemekten yorulduğunu biliyorum bu yüzden sana bir tane vermeye geldim. | Open Subtitles | أعلم بأنّك سئمت من انتظار ذلك التوضيح .. لذلك أنا هنا لإخبارك به .. |
Bununla nasıl geçinebileceğini açıklamak istermisin? | Open Subtitles | هل يمكنكِ التوضيح لي كيف أتيتِ بهذا التصور؟ |
Şu ziyaretin olayımızla ne ilgisi var, açıklamak ister misin? | Open Subtitles | هل يمكنك التوضيح كيف تكون هذه السياره مرتبطه بقضيتنا؟ |
Bu kesinlikle bir mucizedir, Açıklaması Büyük Kanyon'dan çok daha zor bir mucize. | TED | هذه معجزة حقيقية , أصعب بكثير في التوضيح من الجراند كانيون . |
Şu anda Başbakan'ın bürosunda oturuyorsun. Olanların Açıklaması yapılacak ve sizden resmî özür dilenecek. | Open Subtitles | ...لك مني التوضيح والاعتذار الغير رسمي... |
Hadi, hadi, acele edin. Daha fazla açıklamaya gerek yok. - Hey. | Open Subtitles | اذهبا لا يستلزم الأمر المزيد من التوضيح لدينا أمر من القيادة العامة. |
- Jane Redding, yatırımcı. | Open Subtitles | جين التوضيح, المستثمر. |
açıklayamam. Her nasılsa benim bunları görmemi sağladığını düşünüyorum. | Open Subtitles | لا يمكننى التوضيح , بطريقه ما أعتقد انه سمح لى بأن أرى هذه الأشياء المدهشه |
Neden bu kadar kızgın oldukları belli oldu. açıklığa kavuşturduğun için sağ ol. | Open Subtitles | الآن علمت لمَ هم غاضبين للغاية شكراً لكِ على التوضيح |
O zaman kadının neden Dallas'ta olduğunu açıklayabilir misin? | Open Subtitles | حسنا، لربّما أنت تستطيع التوضيح كم هو ذلك ممكن متى هي في دالاس، بليد. |
Açıklık getirmek için: Moleküler düzeyde parçalara ayrılıp... | Open Subtitles | لمجرّد التوضيح سيتفكك جسمي إلى جزيئات |
Açıklardım ama nasıl olsa unutacaksın. | Open Subtitles | بإمكاني التوضيح ولكنك ستنسين فحسب |
- Sadece aydınlatmak istedim. | Open Subtitles | حاولتُ فقط التوضيح. |