Ama bu derinlikte, ısı ve gazlar Tok'ra tüneline bile sızacaktır. | Open Subtitles | لكن في هذا العمق، الحرارة والغازات يمكن أن تخترق نفق التوكرا. |
Tok'ra, ortakyaşamın verecek hayati bilgileri olduğuna inanıyor ve bu da ona bu şansı verecek. | Open Subtitles | التوكرا تعتقد ان المتكافل لديه معلومات حيوية ليخبرهم بها و هذا سوف يعطيه الفرصة |
Tok'ra Konseyi Kanan'ı bizim için bir kayıp olarak kabul ediyor. | Open Subtitles | و قد اتفق مجلس التوكرا على ان كاينين مفقود |
Ama ayrıca Tok'ra'nın vücudu ve zihni eşit olarak paylaştığı da gerçek. | Open Subtitles | و لكن هناك حقيقة ان التوكرا تتشارك في العقل والجسد |
Ori ilk geldiğinden beri, Tokra ile bilgi alışverişinde bulunuyorduk. | Open Subtitles | لقد تم تداول بعض المخابرات مع (التوكرا) منذ موجة سفن (الأوراي) الأولى, |
Hastaydım. Tok'ra'nın kafama bir yılan koymasına izin verdim, yoksa ölecektim. | Open Subtitles | كنت مريض، و وافقت ان تضع التوكرا ثعبان برأسي و الا كنت لأموت |
Tok'ra Kanan'ın tüm casusluk görevlerinin başarılı olduğunu iddia ediyor, o halde geri dönmek için bir nedeni yoktu. | Open Subtitles | التوكرا إدعت أن كل مهمات كاينين قد تمت بنجاح اذاً ليس لديه الدافع ليعود |
Tok'ra konukçunun da ortakyaşamın da adını kullanır. | Open Subtitles | التوكرا يحتفظ بهوية كل من المُتكافل والمُضيف |
Tek bir ismin içinde hangi Tok'ra sırları gizli? | Open Subtitles | ما هو سر التوكرا الذي قد يتم كشفه بكشف إسم صاحبه ؟ |
Kanan'ın Tok'ra Konseyi'ne rapor ettikleri bunlar. Ama birşey kafama dank etti. | Open Subtitles | هذا ما أبلغه كينين لمجلس التوكرا و لكن شيء ما إستوقفني |
Bir Tok'ra görevini tamamlamak için çok şey yapabilir. | Open Subtitles | التوكرا قد يقوم بأشياء عظيمة من أجل تحقيق مهمته |
"Tok'ra ile bizim aramızdaki büyük uçurum" derken Hammond'ın anlatmak istediği şey. | Open Subtitles | ما أشار اليه هاموند بأنه "هذا ما يفرق بيننا و بين التوكرا" |
Tok'ra şu an bize, bizim onlara ihtiyaç duyduğumuzdan daha fazla ihtiyaç duyuyor. | Open Subtitles | التوكرا في حاجة الينا الآن أكثر مما نحتاجهم نحن |
Tok'ra üssündeki geçit bağlanma cihazını çalışmaz hale getirmekte ısrar etti ve bize gitmemizi emretti. | Open Subtitles | أصر على إبطال جهاز الإتصال بالبوابة في قاعدة التوكرا و أمرنا أن نغادر |
Aslında, size şunu hatırlatacaktım, Bra'tac, Teal'c ve diğer Jaffalar olmasaydı, şimdi siz Tok'ra olarak milletçe çiçek topluyor olacaktınız. | Open Subtitles | في الواقع، كنت سأذكرك أن بدون براتاك و تيلك و الجافا الآخرين كان سيوضع على قبور شعبك الصغير من التوكرا الأزهار |
Tok'ra'dan bazıları kaldıkları yer hakkında şikayetlerini ilettiler. | Open Subtitles | العديد من التوكرا عبروا عن قلقهم بشأن مسكنهم المؤقتة |
Tok'ra arasında sonun düşündüğümüzden daha yakın olduğu hakkında söylentiler var. | Open Subtitles | هناك إشاعة بين التوكرا أن النهاية أقرب مما نتوقع |
Evet, ancak Jaffa veya Tok'ra güçleri arasındaki muhtemel casus bu işi yapmak için Zatarc olmak zorunda değil. | Open Subtitles | نعم، ولكن الجاسوس بين صفوف الجافا أو التوكرا لن يكون عليه أن يكون زاتراك ليحاول هذا الأمر |
Gözlerimin içine bakıp Tok'ra'ya tamamen güvendiğini söyleyebilir misin? | Open Subtitles | هل يمكنك أن تنظر في عيني و تقول لي هل تثق في التوكرا بالكامل؟ |
Tam zamanında. Tokra gelmek üzere. | Open Subtitles | فقط فقي الوقت وحدات (التوكرا) على وشك الوصول, |
Tokra'da böyle bir güç yok. | Open Subtitles | (التوكرا) لايملكون هذه المقاومه, |