Bu nedenle mahkeme sizlerin işlediği suçu gözardı etmiyor; ancak belli bir yere kadar bu dış etkiler sebebiyle kışkırtıldığınızı dikkate alıyor. | Open Subtitles | لذا تتفهم المحكمة دون التغاضي عم فعلوا مع العلم أن الجرائم التي ارتكبها الرجال اعترفوا بذنبها |
İnsani zaafları yüzünden işlediği günahlarını bağışla. | Open Subtitles | اغفر له خطاياه التي ارتكبها عن ضعف طبيعته البشرية |
İşlediği bütün cinayetlerin tek ortak yanı şiddet içermesiydi, ama dünkü infaz şiddetten ziyade... | Open Subtitles | كل الجرائم التي ارتكبها لديها شيء واحد مشترك كان هنالك عنف، لكن تنفيذها لم يكن عنيفاً |
İlişkinizi göz önünde tutarsak, bu adamın, işlediği suçlar vasıtasıyla mahkemeye çıkmasını istiyoruz. | Open Subtitles | نظرا لإهتمامك نحن نطالب بمحاكمة هذا الرجل عن الجرائم التي ارتكبها |
Tahminimce Russell Edgington tarafından işlenen o adi suçtan beri süregelen ve yaygınlaşan vampir düşmanlığının bununla ilgisi olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | حسنا، كما ترين أه، يمكنني فقط أن أخمن أن تفشي معاداة مصاصي الدماء وكرههم منذ الجريمة الشنيعة التي ارتكبها راسل إدجنتون |
Bana işlediği cinayetleri anlatıyordu, Şerif. | Open Subtitles | أتعلم , لقد كان يخبرني بشأن جرائم القتل التي ارتكبها أيها العمدة |
MOSSAD, işlediği savaş suçlarının hesabını sormak istiyor. | Open Subtitles | الموساد يريد جعله يدفع الثمن غالياً على جرائم الحرب التي ارتكبها. |
Escobar, Kolombiya halkına bu ülkeye karşı işlediği korkunç suçların hesabını vermek için adalet önüne çıkarılmalı. | Open Subtitles | يجب أن يتم تسليم إسكوبار إلى العدالة أمام شعب كولومبيا وتلقي العقاب على الجرائم الشنيعة التي ارتكبها ضد هذه الدولة |
Oğlunuzun işlediği suçların sebebinin... | Open Subtitles | نريهم ان الجريمة التي ارتكبها ابنك نتيجة لــ... ........ |
- İşledikleri suçları görmezden gelemeyiz. - Rasheed'in işlediği suçlar. | Open Subtitles | تمحوا الجرائم التي ارتكبها رشيد |
Bu yüzden vali olarak seçildiğimde işlediği korkunç suçlar için elektrikli sandalyeyi boyladığından emin olabileceğim. | Open Subtitles | لهذا السبب فعندما سيتم التصويت لي كحاكم سيكون في مقدوري ضمان وضعه على كرسي كهربائي على أثر كل الافعال الفظيعة التي ارتكبها |
Kaçışı sırasında, asıl cezasına eklediği, yardım yataklık etme ve işlediği diğer suçlara bakarak diyebilirim ki, Bay Scofield ömrünün kalan kısmını parmaklıklar arkasında geçirecektir. | Open Subtitles | بهروبه ، و بتواطؤه في الجريمة و بالجرائم التي ارتكبها في مسيرته في مجمل كل هذا يمكنني القول أن (سكوفيلد) سوف يقضي |
Hepimiz Ty'ın işlediği suçlarla yüzleşmesi gerektiğini biliyoruz ama işlemediği suçlarla değil. | Open Subtitles | نعلم جميعاً ان على (تاي) مواجهة تهم الجرائم التي ارتكبها ولكن ليس الجرائم التي لم يرتكبها |
Targaryen Hanesi adına ailenize karşı işlediği suçları bağışlamanızı rica ediyorum. | Open Subtitles | بالنيابة عن آل (تارغاريان) أطلب منك السماح على الجرائم التي ارتكبها ضد عائلتك |
Targaryen Hanesi adına ailenize karşı işlediği suçları bağışlamanızı rica ediyorum. | Open Subtitles | (ونيابة عن آل (تارغيريان... إنني أسألك المغفرة للجرائم التي ارتكبها ضدّ عائلتك. |
Harem olarak bilinen bir hırsız çetesi tarafından işlenen 10 milyon değerinde bir mücevher soygunuydu. | Open Subtitles | وكانت هذه سرقة جوهرة كانت حصيلتها أكثر من 10 مليون $ في الماس التي ارتكبها طاقم سرقة يعرف الحريم. |
- Tyson tarafından işlenen cinayetlere mi ait? | Open Subtitles | -المزيد من الجرائم التي ارتكبها (تايسون)؟ |