Dolaşım sistemini harekete geçiren güçtür. | Open Subtitles | و يضخ القوة التي تحرك الجسم كله |
Dolaşım sistemini harekete geçiren güçtür. | Open Subtitles | و يضخ القوة التي تحرك الجسم كله |
Aşk, insanları harekete geçiren en büyük enerjidir. | Open Subtitles | الحب هو الطاقة العظمي التي تحرك الناس |
Bunlar sabit dalga hareketi tarafından mukusu hareket ettiren mikroskopik teller. | Open Subtitles | هذه خطوط مجهرية التي تحرك المخاط من قبل الحركة المستمرة للموجة |
Bunlar hücrenin güneş panelleri, genlerinizi açıp kapayan bazı düğmeler, hücrelerin kirişleri, kaslarınızı hareket ettiren motorlar. | TED | هناك ألواح شمسية في الخلية وهناك بعض الأزرار لتشغيل الجين أو تعطيله, دعامات الخلية وهي المحركات التي تحرك عضلاتك. |
İnsanları harekete geçiren en büyük enerji aşktır. | Open Subtitles | الطاقة العظمي التي تحرك الناس هي الحب |
Ve onun yanına oturduğumda kendi yaptığı bir firmadan bahsetti otomobil fabrikasında, fabrika zemininde bir şeyleri oradan oraya hareket ettiren robotlar yapıyordu. | TED | وعندما جلست بقربه كانت يحدثني عن الشركة التي أسسها وكيف انه صنع بعض الآليات .. لشركات تصنيع السيارات حيث صنع تلك الروبوتات التي تحرك القطع داخل المصانع |
Onun yüz kaslarını hareket ettiren sinirleri felç olmuş. | Open Subtitles | فالأعصاب التي تحرك عضلات وجهها مشلولة |