"التي تستطيع" - Traduction Arabe en Turc

    • bir
        
    • o
        
    Ve inanın, bu isim çok uygun, çünkü sadece bir kartal oraya ulaşabilir. Open Subtitles وصدقوني انها اسم علي مسمي لان النسور فقط هي التي تستطيع الوصول ايها
    bir fırtınanın gelişi kokusundan nasıl anlaşılıyorsa ben de o gece olacağını anlamıştım. Open Subtitles استطعت ان اشمها وهي آتيه بنفس الطريقه التي تستطيع بها شم عاصفه رعديه
    Karnında derin bir yarayla birkaç set tenis oynayabilen kızları severim ben. Open Subtitles أحب الفتاة التي تستطيع لعب القليل من أشواط التنس ولديها جرح عميق
    Hoş bir Amerikalı kız, onun buradan kaçış bileti olabilir. Open Subtitles الفتاة الأمريكية اللطيفة التي تستطيع أن تكون تأشيرته إلى هافانا؟
    Parasını karşılayabileceğin bir parti planlamak istiyorsan internet sitesi yapabilen o havalı yerleri aramayı kesip yerel reklam panolarına odaklanmalısın. Open Subtitles اسمع، اذا اردت ان تخطط لحفل بتكلفتك، يجب ان تتوقف عن الاتصال بتلك المحلات الفاخرة التي تستطيع تحمل تكلفة موقع،
    Kaydettiğiniz gürültünün ölçümü ile kıyaslandığında, inanılmaz doğru bir referans verir Open Subtitles تمنحك الآحترافية الدقيقة المرجعية تجاه التي تستطيع قياس الضجيج الذي تستقبله
    Ne tür bir sapkın beyin böyle, uydurma hikayeler yazabilir? Open Subtitles ما هذه العقل الجبارة التي تستطيع اختراع قصص مثل هذه؟
    Sen tır sürebilen ve su altında kilit açabilen bir kızsın. Open Subtitles أنا أعرف من تكونِ. أنتِ الفتاة التي تستطيع قيادة الشاحنات الكبيرة,
    Yani Amerikalı bir kadın kaç kere İspanyol gençlik törenine katılabilir ki? Open Subtitles أقصد كم عدد حفلات بلوغ اللاتينيات التي تستطيع مرأة بيضاء حضورها ؟
    Şarabını tutabilen kadının, erkeğin tutmak isteyeceği bir kadın olduğunu söylerler. Open Subtitles يُقال أن المرأة التي تستطيع حمل شرابها يريد الرجل ان يحملها
    Ama derilerinde oluşturdukları şu desenlere bir bakın. TED و لكن شاهدوا الأشكال التي تستطيع القيام بها على جلدها
    Her birisinin, çevresini algılayabileyeceği dilim bu kadardır ve bilimde buna bir ad veriyoruz. TED هذه هي حدود نظامها البيئي التي تستطيع التقاطه، وثمة مصطلح لهذا المجال العلمي
    Organları yoktan var etmek sihir gibi görünebilir fakat bunu başarabilen bir dizi organizma var. TED قد تبدو إعادة إنماء أعضاء الجسم من العدم أمرًا سحريًّا، لكن هناك العديد من الكائنات الحية التي تستطيع القيام بذلك.
    Her vücut besini farklı şekillerde işleyebilen farklı ve benzersiz bir bağırsak mikropları topluluğuna sahiptir. TED لكل شخص مجموعة متميزة ومتنوعة من ميكروبات الأمعاء التي تستطيع معالجة الطعام بأساليب مختلفة.
    Yazmak için harika bir zaman. Çünkü insanlardan öğrenebileceğiniz çok fazla şey var. TED إنه وقت رائع للكتابة. لأن هناك الكثير من المداخلات التي تستطيع الحصول عليها من الناس.
    Boşanmanın da dini bir törenle yapılmasını isteyen Fransız yazarın dileğini ancak Japonya yerine getirebilir. Open Subtitles إنها اليابان التي تستطيع أن تحقق أمنية ذلك الكاتب الفرنسي الذي أراد من الطلاق أن يكون سراً مقدساً
    Onun güçlü, kahraman kolları vardır o kollar donutları ağzınıza götürür. TED فهي تملك هذه الأسلحة القوية، والأيدي البطولية التي تستطيع رفع الكعك إلى فمك.
    Çünkü ne kadar şeye alıştırırsam, ellerim o kadar çok şey yapabilir. Ve beynim gösteriye devam etmeyi bıraktığında oyalanarak mutlu olabileceğim o kadar çok aktivitem olur. TED لكن بقدر ما هي الأمور مألوفة وبقدر الأمور التي تستطيع يداي القيام بها، بقدر الأمور التي يمكنها أن تجعلني سعيدة ومشغولة، حين يكون يتوقف دماغي عن القيادة.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus