bir de o çıtır karın yalnız kalacak olursa söyle de beni arasın. | Open Subtitles | وفيالمرة القادمة التي تكون .. زوجتك الجميلة وحدها . أخبرها بأن تتصل بي |
bir yandan da sanat simsarlığı yapıyorum. Çalınmış ya da sahte sanat eserlerinin. | Open Subtitles | و أبدأتُ العمل في تجارة الأعمال الفنية التي تكون منها المسروقة أو المزيفة. |
bu gelirlerinizi Amerika'da güvenli bir şekilde aklamanın yolları var. | Open Subtitles | التي تكون بحاجة لطريق آمن لغسل هذه الإيرادات في أمريكا. |
bu sıkı geri bildirim döngüsündeki çevre, çevredeki insanlar, ve böylesine bir yapı şimdiye dek fark edilmemişti. | TED | هذه البيئة، أيها الجمهور، هي في حلقات الرد الضيقة و التي تكون نوعا من السقالة و التي لم تكن ملحوظة قبل هذا. |
Bundan dolayı dünya görüşünüzü oluşturan düşüncelerin neden gerekli olduğu oldukça açıktır. | TED | لذا من الواضح لماذا أن أفكارك التي تكون نظرتك للعالم هي أساسية. |
bir de doğum ve ölümün acımasız sürekliliği ve arada kalan öykülerin durmaksızın birikmesi var tabii. | TED | وهناك هذا الإستمرار الذي لا هوادة فيه للولادة والموت والتجميع الغير منتهي للقصص التي تكون بين سطورها. |
Güneş gibi bir yıldıza daha yakında bulunan gezegenler çok sıcak olacak ve bizim yaşam formumuz asla var olamayacaktır. | TED | تلك الكواكب التي تكون اقرب كثيراً من نجم مثل الشمس ستكون حارة جداً بالشكل الذي لا توجد معه شكل الحياة التي نعيشها |
Aslen, bir molekülü geliştirme ve bu molekülün insan vücudunda nasıl davrandığını öğrenme arasındaki bilgi akışını önemli ölçüde hızlandırıyoruz. | TED | حالياً، نحن نقوم بتسريع ردود الفعل تلك التي تكون بين تطوير الجزيئة ومعرفة كيف تتصرف في الجسم البشري. |
30 saatimi birleri ve sıfırları bir araya getirmeye harcamıştım ve bir yavru kedi resmi ortaya çıktı. | TED | قضيت 30 ساعة وأنا أُجَمِّع الآحاد والأصفار التي تكون صورة هرة صغيرة. |
Dünyanın farklı yerleri, o bölgenin karakteristik özelliklerini direkt olarak oluşturan farklı organizmalara sahiptir. Başka bir bölge.. Ya da bir başkası. | TED | المناطق المختلفة من العالم فيها مجموعة مختلفة من الكائنات الحية التي تكون فورا مميزة لمكان عن اخر عن اخر. |
İşte burada, bir protein yapmak için birbirine bağlanmış 20 normal amino asit, sanırım çok da farklı görünmediklerini fark ediyorsunuz. | TED | ها هي ذي. الحموض الأمينية الـ20 التي تكون سلاسل مع بعضها لتشكّل بروتيناً، وأعتقد أنه باستطاعتكم رؤية أنها ليس مختلفة كثيراً. |
Ve bu yüzden, genelde oldukça etkileyici olan, dürüst, açık yürekli ve içten cevaplarla karşılaşıyorsunuz. | TED | وبسبب ذلك، تحصل في نهاية المطاف على ردود صادقة وصريحة جداً التي تكون في العادة شاعرية. |
Ve bu parçacıkların fizik kuralları bütün evrende geçerlidir, ve evrenin tarihi ile oldukça bağlantılıdır. | TED | والقوانين التي تكون عليها هذه الجسيمات صالحة عبر الكون، وهي مرتبطة بشدة مع تاريخ الكون. |
Macera ve keşfe, ön kapımdan sadece birkaç dakika alan bütün bu farklı yerleri keşfetmeye âşık oldum. | TED | وقعت في حب المغامرة والاستكشاف الذهاب لاستكشاف كل هذه الاماكن المختلفة التي تكون على مسافة قريبة من منزلي. |
artık kesin kabul görmüş bir gerçeklik aramıyorsunuz, bir bilgiyi araştırıyorsunuz, ki bu daha karmaşık ve hassas bir şeydir. | TED | إنك لم تعد تبحث عن حقيقة مفردة بعد الآن، إنك تبحث عن المعرفة، التي تكون شيئًا أعقد بكثير و حساسًا أكثر. |
bu vakada tahmin edeceğiniz gibi mezarlığın yanındaki bu oyuncakçıda şırıngalar var, genellikle de bulunduruyorlar. | TED | بائع اللُعب ، في هذه الحالة، لديه حقن، التي تكون في العادة، قرب الحُفر، ومن الطبيعي أن يحدث ما تتوقعه. |
Ama ayrılmaya hazır olduğu anda, onu dışarı çıkartın. | Open Subtitles | لكن في اللحظة التي تكون فيها مستعدَة للرحيل، أخرجها |
Temel elementler evreni oluşturan maddelerdir, ...temel yapı malzemeleridir tabi ya! | Open Subtitles | العناصر الأساسية هي التي تكون الكون إنها وحدات البناء الأساسية بالطبع |