Bu hangi ışığın gözümüze gireceğini belirlemede çok önemli rol oynuyor. | Open Subtitles | هذه التي تلعب دوراً حاسماً في تحديد أي الأنوار تدخل لأعيننا. |
Allah aşkına hangi pozisyonda oynuyor bu? | Open Subtitles | من اجل المسيح ماهي خانة اللعب التي تلعب فيها؟ |
Müzik, bu ses dalgaları sayesinde duygularınla oynuyor kuş gibi öterek. | Open Subtitles | الموسيقى، أعني، الموجات الصوتية التي تلعب بعواطفك مثل الطائر الذي يغني بقرنه. |
Kraliçe nedimelerinden Alice Jameson'la briç oynuyor. | Open Subtitles | التي تلعب البريدج مع "أليس جيمسون" إحدى وصيفات الملكة |
Kuzey Kutup Dairesi'nin aşağı bölgelerinden golf oynayan bir kaz sürüyü yönetiyor. | Open Subtitles | الأوزة التي تلعب الغولف من المناطق البعيدة في الدائرة القطبية تقُود القطيع. |
Bu yüzden sineğin beynindeki Eleştirmen rolünü oynayan hücreleri belirlemek için yola çıktık. | TED | لذلك بدأنا في تعريف الخلايا في عقل الذبابة التي تلعب دور النقد . |
Bütün rolleri kadınlar oynuyor. | Open Subtitles | (هذه النسخة الشاذة ل(هاملت و التي تلعب النساء كل الأدوار بها |
Tanrı aşkına, kadın rahibe EIaine'yi oynuyor. | Open Subtitles | المرأة التي تلعب دور (إلين) هي كاهنة محترمة |
Baleye ne dersin? Kathy sürekli oyuncak bir balerinle oynuyor. | Open Subtitles | ماذا عن تلك دمية الباليه التي تلعب بها (كاثي) دائماً ؟ |
Fareler oynar, fakat şunu bilmiyor olabilirsiniz oyun oynayan fareler daha büyük bir beyne sahip olur ve görevleri daha çabuk öğrenirler. Veya yetenekleri. | TED | الجرذان تلعب، لكن ما قد لا تعلمونه هو أن الجرذان التي تلعب بكثرة لها أدمغة أكبر ويتعلمون المهام بشكل أفضل، المهارات. |
Ama şunu bilmiyor olabilirsiniz oyun oynayan ayılar daha uzun süre hayatta kalabilir. | TED | لكن ما قد لا تعلمونه ، أن الدببة التي تلعب أكثر تعيش لفترة أطول. |