Dinle. Bilmek istiyorum, bana geçen gün söylediklerin... | Open Subtitles | أردت أن أقابلك لأقول لك بأن الاشياء التي قلتها في ذلك اليوم |
O mahkemede söylediklerin, yargıcı müthiş etkiledi. | Open Subtitles | تلك الأشياء التي قلتها في المحكمة أثـرت كثيـراً في حكم القاضي |
söylediğin korkunç şeyler için, sana teşekkür etmeyeceğimden oldukça eminim. | Open Subtitles | أنا متأكدة بأنني لن أقوم بشكرك للأشياء الفظيعة التي قلتها |
Bu iyiydi. Hatta dün akşam anlattığın fıkradan bile komikti. | Open Subtitles | هذا مضحك، حتى أنه أكثر طرافةً من تلك النكتة التي قلتها بالأمس |
Daha önce hiçbir yere gitmemiş olman konusunda söylediğim şeyler için üzgünüm. | Open Subtitles | آسفة بخصوص تلك الأشياء التي قلتها عن عدم ذهابك لأي مكان قط. |
Senin hakkında söylediklerim doğru değil. | Open Subtitles | وكل تلك الأشياء التي قلتها عنك, ليست صحيحة |
Bir Zeta yöneticisi, ve söylediklerinin bazıları hoşuma gitmiyor. | Open Subtitles | أنا المسؤولة عن منزل زيتا ولم تعجبني الأشياء التي قلتها |
Benim söylediğim "Televizyonda Söyleyemeyeceğin Yedi Kelime"nin senin "Televizyonda Söyleyemeyeceğin Yedi Kelime" ile hiç alakası yoktu. | Open Subtitles | "الكلمات السبعة التي لاتستطيع قولها في التلفاز" التي قلتها أنا تختلف اختلافاً كليا عن جملتك "الكلمات السبعة التي لاتستطيع قولها في التلفاز" |
Özür diliyormuş gibi görünmek istemem, ama söylediklerimin... yarısını gerçekten kastetmedim... | Open Subtitles | ولا أريد أن يبدو هذا كاعتذار لكنني لم أعني نصف الأشياء التي قلتها أعلم ذلك |
Seni çok sevmişler. Şu doğaçlama söylediklerin. | Open Subtitles | إنهم يحبونكِ و هذه الأشياء العفوية الصغيرة التي قلتها |
söylediklerin yüzünden bu kadar sinirlenmemin sebebi, biraz damarıma basmış olmandı. | Open Subtitles | السبب الذي جعلني غاضبة جداً على الاشياء التي قلتها لأنه حسناً,أنت نوعاً ما لمست وتراً حساساً |
Şu bana söylediklerin hepsinde de ciddi miydin? | Open Subtitles | تلك الأشياء التي قلتها لي هل كنت تعنيها حقاً؟ |
Şehirden 50 mil uzağına gittim, ...ama söylediğin şeyleri düşünmekten kendimi alamadım. | Open Subtitles | ان اتوقف عن التفكير بكل تلك الأشياء التي قلتها جعلتني ابدو كوحش |
Böyle şeyler söylediğin için kumaş çantalarını elinden almak lazım. | Open Subtitles | يجب أن يتم سحب رخصتك بسبب هذه التعليقات التي قلتها |
Ekibine söylediğin onca hoş sözler onlara yücelik konusunda ilham vermiş olmalı. | Open Subtitles | لا بد أنها كل تلك الأشياء الجيدة التي قلتها لفريقك تلهمهم النصر |
Yalnız şöyle bir sorun var; bu geçen sefer anlattığın hikâyeden farklı. | Open Subtitles | مشكلتي الوحيدة أن تلك قصة مختلفة عن التي قلتها أخر مرة |
Bana anlattığın tüm o çılgınca şeyleri hatırlamasam da inanıyorum. | Open Subtitles | لذا لا أذكر كلّ الأمور الجنونيّة التي قلتها لي ولكنّي... أصدّقها |
Bu da az önce söylediğim kuralı takip ediyor, beyazlar tarafından çevrilmiş herhangi bir siyah alan kaldırılabilir. | TED | وهذا يتبع القاعدة التي قلتها, أي منطقة سوداء تحيط بالأبيض يمكن أن تؤخذ. |
söylediğim şeyleri isteyerek söylemediğimi biliyorsun. | Open Subtitles | تعلمين أنني لم اقصد تلك الأشياء التي قلتها. |
Ted için söylediklerim yüzünden mi? | Open Subtitles | بسبب الاشياء التي قلتها عن اني اني معجبه بتيد ؟ لا .. |
Spanky ve çete ile ilgili söylediklerim ve Al'ı tuzağa düşürdüğüm. | Open Subtitles | كل تلك الأشياء التي قلتها عن سبانكي وجماعة الهورد والإيقاع بـ إي أي كان كذبا |
Hakkımda bildiğin onca şeye rağmen bu söylediklerinin hoşuma gideceğini nerenden uydurdun? | Open Subtitles | ومع كل هذا أنت تعرفني جدياً مالذي يجعلك تعتقد بأنني سأستمتع مع هذه الأشياء التي قلتها للتو ؟ |
BTK ve Hillside katiliyle ilgili söylediklerinin hepsi aklında mı? | Open Subtitles | كل الاشياء التي قلتها عن دنيس ريدر وخانق التلال كلها من ذاكرتك |
Benim söylediğim "Televizyonda Söyleyemeyeceğin Yedi Kelime"nin senin "Televizyonda Söyleyemeyeceğin Yedi Kelime" ile hiç alakası yoktu. | Open Subtitles | "الكلمات السبعة التي لاتستطيع قولها في التلفاز" التي قلتها أنا تختلف اختلافاً كليا عن جملتك "الكلمات السبعة التي لاتستطيع قولها في التلفاز" |
Demin söylediklerimin hiçbirinde samimi değildim. | Open Subtitles | أنا لم أعني أي من تلك الأشياء التي قلتها |