Şuradaki kız az önce bunları yere düşürdü ve cidden o çocuğa ilgili. | Open Subtitles | هذه الفتاة التي هناك سقط منها ذلك على الأرض إنها معجبة بذلك الشاب |
Bu yüzüğü, Şuradaki kıza vereceğim ve kız arkadaşım olur mu diye soracağım. | Open Subtitles | سوف أعطي هذا الخاتم للفتاة التي هناك و أسألها بأن تكون صديقتي الحميمة. |
Şuradaki daktiloyu kullanabilirsin. | Open Subtitles | يمكنك أن تستعملي الآلة الكاتبة التي هناك |
Şuradaki halkalardan birini alıp çok uzağa gidiyorsun ben de içinden uçağı geçirmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | أمسك أحد هذه الأطواق التي هناك و اذهب حتى نهاية الملعب و قِف هناك و سأطير بالطائرة خلال الطوق |
oradaki su lekesinin, tüm dualarına bir cevap olduğuna gerçekten inanıyor musun? | Open Subtitles | انت حقا تعتقدين تلك البقعة التي هناك هي الاجابة لك صلواتك ؟ |
Tahminimce Şuradaki kertenkele yaşıyordur. | Open Subtitles | البطاقة الذكية التي على تلك السحلية التي هناك |
Aslında senden daha tatlı olan tek şey Şuradaki kek. | Open Subtitles | في الحقيقة, الشيئ الوحيد الذي أجمل منكِ هو الكعكة التي هناك |
Ama Şuradaki vazo kesin yeni. | Open Subtitles | تلك المزهرية التي هناك, رغم ذلك تلك يجب أن تكون جديدة , صحيح ؟ |
Bu içkiler Şuradaki bayandan. | Open Subtitles | هذه المشاريب , هيا تقديرات من السيدة التي هناك |
Peki Şuradaki kıza ne demeli elinin etrafını kanlı bir formayla sarana. | Open Subtitles | و ماذا عن تلك الفتاة التي هناك مع قميص رياضي ملطخ بالدم ملفوفة حول يدها |
Şuradaki kadın, dün gece barda çalışmış. | Open Subtitles | المرأة التي هناك عملت في الحانة الليلة الماضية.. |
Şuradaki kız için tarama istiyorum. | Open Subtitles | أريد فحصاً بالأشعة لتلك الفتاة التي هناك |
Başınız sağ olsun. Benim kaybım değil. Beni Şuradaki şırfıntı için terk etmişti. | Open Subtitles | ليست خسارتي لقد تركني لهذه السافلة التي هناك . |
Şuradaki Boom Boom'un motoruna benzemiyor mu? | Open Subtitles | التي هناك الا تبدو كدراجة بوم بوم؟ |
Ne? Şuradaki kadın. | Open Subtitles | تلك المرأة التي هناك لقد كنا نتواعد |
Böylece Şuradaki tatlı hanıma selam verebileceğim. | Open Subtitles | لذا لاستطيع أن أقول "مرحباً؟" لي سيدة جميلة التي هناك. |
Şuradaki, "parti için gelmedim giyimli" arkadaşım, kendisi bir aynasız. Evet, CBI. | Open Subtitles | شريكتي التي هناك غير المُرتدية ملابس الإحتفالات هي من فرقة (فايف أو). |
Şuradaki boşluğa koşalım. | Open Subtitles | يجب أن أذهب. اركضي للثغرة التي هناك. |
oradaki Pom-Pom'un dediğine göre dün gece köprünün altına park ettiğini ona söylemişin. | Open Subtitles | أخبرتني الفتاة التي هناك أنك أخبرتها أنكم ذهبتهم إلى ضفة المهر الليلة الماضية |
Peki, oradaki gibi pürüzsüz ve düz ise ne demek? | Open Subtitles | وعندما تكون ناعمة ومسطحة كما في تلك التي هناك |
Kanla bir mesaj yazmakta kullanılmıştı, tıpkı oradaki gibi. | Open Subtitles | تمّ إستخدامها في خربشة رسالة بالدماء كتلك التي هناك |