Muhtemel Zack'in bulduğu takma dişlerle uyacak. | Open Subtitles | على الأغلب ستطابق علامات الأسنان التي وجدها (زاك) |
Sid'in bulduğu kan lekesi üzerinde çalıştığın söylenmişti. | Open Subtitles | (أخبروني بأنكَ تعمل على لطخة الدم التي وجدها (سيد |
Yani 2 tane var ve ayrıca Kensi ve Deeks'in bulduğu var bir de. | Open Subtitles | (إذن قنبلتين إضافة الى التي وجدها (كينزي) و (ديكس |
Barry'nin bulduğu şu hangara uğrayacağımız sanmıştım. | Open Subtitles | ازور واجهة العمل التي وجدها باري |
- Kurbanda bulunan mantarla Dr. Lonsdale'in davalıda bulduğu tür tıpatıp uyuşuyor. | Open Subtitles | يتطابق تماما مع السلالة التي وجدها د.لونسدال على الضحية |
Nihayet Sid'in kurbanın boğazından çıkarttığı el sarımı sigaranın izotopik analiz sonuçları geldi. | Open Subtitles | أخيراً أعدنا نتائج النظائر المشعة من شظية السيجارة الملفوفة يدوياً " التي وجدها " سيد " في عنق " إسيكس بوليمر |
Ethan'ın bulduğu enjektörün içindeki süksinilkolini kontrol ettim. | Open Subtitles | لقد راجعت كمية السكسينيل كولين الموجودة في الحقنة التي وجدها ايثان |
Dr Hodgins'in kalıntılarda bulduğu parçaları inceleyeceğim. | Open Subtitles | بالبحث في الجسيمات التي وجدها د. (هودجينز) على الرفاة |
Anlaşılan Kil'in bulduğu hafıza kartı sahiciymiş. | Open Subtitles | يبدو أن بطاقة الذاكرة التي وجدها (كيلوا) قيّمة بحقّ. |
Tasvirinde altın, gümüş, yeşim ve Hodgins'in bulduğu kalseduan var. | Open Subtitles | لقد صوّر الذهب، الفضة، اليشْب (حجر كريم) والعقيق الأبيض التي وجدها (هودجينز). |
Ya Dr. Hodgins'in bulduğu diğer tırnaklar? | Open Subtitles | ماذا عن الأظافر الأخرى التي وجدها الد. (هودجينز)؟ |
Jake'in bulduğu kızıldereli olmalısın. | Open Subtitles | لابد أنكِ الفقيرة البيضاء التي وجدها (جايك) |
Dostumuz Mims'in bulduğu parmak izi çapulcu James Jackson'a ait değilmiş. | Open Subtitles | (البصمه التي وجدها صديقنا (ميمس (ليست بصمة رجل العصابات التافه (جيمس جاكسون |
-Ya Sid'in bulduğu kâğıt parçası? | Open Subtitles | ماذا عن قطعة الورق التي وجدها (سيد) ؟ |
Hodgins'in bulduğu küpeler görünüşe göre ona aitler.. | Open Subtitles | تلك الأقراط التي وجدها (هودجينز)... يبدو أنّها ملكها. |
Dr. Hodgins'in bulduğu partiküllerin izleri: shagbark hickory ağacı bu bölgede sınır boyunca bulunuyor. | Open Subtitles | الجسيمات الدقيقة التي وجدها الد. (هودجينز)... شجرة الجوز الأبيض، توجد في تلك الولايات على طول الدرب. |
Bu Frankie'nin bulduğu jant kapağı değil mi? Araban güzelmiş. | Open Subtitles | أليست هذه السيارة التي وجدها فرانكي؟ |
Mozzie'nin bulduğu günlüğe göre 723, Bayan Culper'dan her sabah bu gazeteyi gizli mesajlar için kontrol etmesini istemiş. | Open Subtitles | (تبعاً للصحيفة التي وجدها (موزي ان 3-2-7 طلب من تلك السيدة ان تتفقد الصحيفة كل صباح للبحث عن الرمز |
Rigsby'nin bulduğu iz, Fred Kittel'a ait. Yuba City'li bir suçlu. | Open Subtitles | البصمة التي وجدها (ريغسبي) تطابق رجل اسمه (فريد كيتيل) ، قاطع طريق من مدينة "يوبا" |
Sigara kıyafetinde bulunan saç spreyinin aynısına, bunun içinde de rastladım. | Open Subtitles | وجدت آثاراً لبخاخ الشعر التي وجدها الطبيب على بدلة السجائر |
Bu da Doktor Hawkes'la Sid'in, kurbanın kafatasında bulduğu parıldayan izleri açıklamaya yeter. | Open Subtitles | هذا يفسّر الطبقة المتوهجة التي وجدها الطبيب (هوكس) و (سيد) بجمجة الضحية |
Rayların 5 mil uzağında Memur Hawk'ın bulduğu havlu, aynı grup kanla sırılsıklamdı. | Open Subtitles | المنشفة التي وجدها النائب "هوك" على بعد 5 أميال من القضبان كانت منقوعة بدماء من تلك الفصيلة. |
Arastoo'nun, kalıntılarda bulduğu mermi 22 kalibreymiş. | Open Subtitles | الرصاصة التي وجدها (أرسطو) هي عيار 22 |