Yani, cephedekilere müdahale edecek olan bu bilgili ve yetenekli insanlar hayat kurtarmak için ihtiyaç duydukları malzeme ve kaynaklara çok az ulaşabiliyorlar. | TED | يعني ذلك أن الأشخاص أصحاب المهارة والقدرة على الاستجابة عند الخطوط الأمامية يملكون القليل من الأدوات والمعدات والموارد المطلوبة التي يحتاجونها لإنقاذ الآخرين. |
Ayrıca gençler bana ihtiyaç duydukları becerileri edinemediklerini söylüyorlar. | TED | أخبرني الشباب أيضاً أنهم قلقون لأنهم لا يحصلون على المهارات التي يحتاجونها. |
Bu toplumlarda yaşayan insanlarla beraber çalışmalıyız ve onlara sorunlarını çözmek için ihtiyaçları olan araçları ve kaynakları vermeliyiz. Bunu yapmanın en iyi yolu budur. | TED | علينا أن نعمل مع الناس في هذه المجتمعات, وأن نعطيهم المصادر والأدوات التي يحتاجونها ليحلوا مشاكلهم الخاصة. |
Ödül, ihtiyaçları olan parçalardan fazlasına yeter. | Open Subtitles | كما أن مبلغ الجائزة قد يكون أكبر من ثمن الأجزاء التي يحتاجونها. |
Çalışmaları için ihtiyaç duydukları kitaplar nerede? | Open Subtitles | أينهي الكُتب التي يحتاجونها لأداء أعمالهم ؟ |
Lois çocuklar ihtiyaç duydukları tüm kültürü burada Quahog'da alabilirler. | Open Subtitles | لويس الأولاد لا يمكنهم الحصول على كل تلك الثقافة التي يحتاجونها. هنا في كواهوغ. حقا. |
Ama ailesine sağladığı koruma onlara güvenlik, büyümek ve öğrenmek için ihtiyaç duydukları alanı sağlıyor. | Open Subtitles | لكن تُعطي حمايته للعائلة الأمان والمساحة التي يحتاجونها للنموّ والتعلّم |
Sonra da adamlarımız iyice dinlenip de ihtiyaç duydukları malzemeleri alınca üzerinde savaşıp düşmanımızı kati olarak mağlup etmek için daha iyi bir yer seçeriz. | Open Subtitles | ثم عندما يستريح رجالنا كافية ويحصلون على الإمدادات التي يحتاجونها نحن نختار الأرض الأفضل |
Bilimadamları şöyle düşünüyor; ağlamanın ve de içekapanıklığın atalarımızın sosyal bağlarını nasıl korumaları gerektiği ve ihtiyaç duydukları desteği nasıl almaları gerektiği konusunda yardımcı etkenler olmuşlardır. | TED | يعتقد العلماء أنّ البكاء والإحساس بالرفض هو ما ساهم في ظهور روابط اجتماعية متينة لأسلافنا وساعدهم على الحصول على المساندة التي يحتاجونها. |
Sıradan yatırımcılar, kar amacı gütmeyen kuruluşlar hatta şirketler bu işe girişiyor ve yeni mikro finansman programları da güneş enerjisiyle öde şeklinde. Bu yüzden insanlar kazançlarında ihtiyaç duydukları gücü cep telefonuyla bile satın alıyor. | TED | لذا فإن المستثمرين في التأثير الاجتماعي والمؤسسات غير الربحية وحتى الشركات سيبدؤون مشاريع مبتكرة صغيرة التمويل، مثل الدفع عند استخدام الطاقة الشمسية، حيث يمكن للناس شراء الطاقة التي يحتاجونها بالتقسيط، في بعض الأحيان على هواتفهم النقالة. |
İhtiyaçları olan tam olarak nasıl bir yardım? | Open Subtitles | ما هو نوع المساعدة التي يحتاجونها بالتحديد ؟ |
İhtiyaçları olan yıldız güçlerini aldılar. | Open Subtitles | حصلوا علي كل القوة الضاربة التي يحتاجونها |
Ebeveynleri, sıcak kalıp büyümeleri için ihtiyaçları olan balık ve mürekkep balıklarını avlamak için binlerce kilometre gidiyor. | Open Subtitles | يُسافر ذويهم آلاف الأميال لصيد الأسماك ورخويات الحبار التي يحتاجونها لحفظ دفئهم ولكي ينمو |
Bugün bir kahraman öldü. Sınır Bilim Ekibi'ne dünyamızı kurtarmak için ihtiyaçları olan kaynakları sağlamak için kendini feda etti. | Open Subtitles | لقد مات بطل اليوم، مضحّيًا بنفسه من أجل فريق الهامشيّة وإحضار الموارد التي يحتاجونها لإنقاذ عالَمنا. |
Maske takmaları ve talimatlara uymaları için yardım ediyorduk, virüsten korunmaları için gereken eldiven ve giysileri temin ediyorduk, onlar da hastalarına yardım ediyordu. | TED | كنا نساعد في تدريبهم وتزويدهم ليضعوا الأقنعة، والقفازات والملابس الواقية التي يحتاجونها ليبقوا في مأمن من الفيروس وهم يخدمون المرضى. |
Gelecekteki mesleklerin bugün analist ve uzman dediğimiz insanların fikirlerinden doğacağına inanıyorum, ancak onlara, kâşif ve mucit olmaları için gereken özgürlük ve imkânı verirsek. | TED | أعتقد أن وظائف المستقبل ستأتي من عقول الناس الذين نسميهم اليوم المحللين والمتخصصين، ولكن فقط إذا منحناهم الحرية والحماية التي يحتاجونها ليصبحوا مستكشفين و مخترعين. |