Yılan balığı veya balıklardaki yüzme özelliği; memeliler, kediler ve insanlardaki dört ayaklı hareket arasında mükemmel bir bağlantı kurar. | TED | فهو يُشكل رابطا بين السباحة، كما تجد ذلك في الثعابين أو السمك، وذوات القوائم الأربعة، كما ترون ذلك في الثدييات |
Bir balık türü karaya çıktı ve diğer tüm türlerin yanında memeliler ve sürüngenlere imkân sağladı. | TED | إحدى سلالات الأسماك خرجت للأرض وتسبب، من بين أشياء أخرى، في ظهور الثدييات والزواحف. |
Kuşlardan ve memeli hayvanlardan daha fazla sayıda arı türü vardır. | TED | وهناك في الواقع ان أنواع النحل اكثر من الثدييات والطيور معا. |
Sürüngen derisi ve memeli saçı, bilinen hiçbir hayvanda birlikte bulunmuyor. | Open Subtitles | إن قشور الزواحف و شعر الثدييات لا يتواجدان بأي حيوان معروف |
Bu tür karmaşık davranışları nesilden nesle aktarabilmek memelilerin en büyük yeteneklerinden biridir. | Open Subtitles | القدرة على تمرير مثل هذه السلوكيات المعقدة تعتبر واحدة من أعظم مواهب الثدييات |
Tabancalı karides gibi omurgasızlar, balık ve deniz memelileri, tümü sesten faydalanır. | TED | إن اللافقاريات مثل الروبيان والأسماك وغيرها من الثدييات البحرية كلها تستخدم الأصوات. |
Dinozorlar bu memelilere karşı savunmasızdır, çünkü yumurtalarını yere bırakırlar. | Open Subtitles | كانت الديناصورات معرضة لخطر هذه الثدييات لوضعها بيضها على الأرض |
Oyun ile alakalı şeylerdedir ve tüm memeliler oynar. | TED | تجده مرتبطا باللعب، و كذلك جميع الثدييات تلعب. |
Antik hıçkırıkların memeliler tarafından adapte edilmesinin sebebi, mideden havayı görkemli bir geğirme şeklinde çıkartmak olabilir. | TED | الفواق، ردة الفعل تلك موجودة لدى الثدييات للمساعدة في إخراج الهواء من المعدة على صورة تجشؤ عالي الصوت. |
5000'den fazla diğer tür gibi, onlar da memeliler yani memeliler sınıfına aitler. | TED | إلى جانب أكثر من 5000 نوع آخر، إنهم ثدييات، أو أفراد من عائلة الثدييات. |
Tüm memeliler omurgalı hayvanlardır yani sırtlarında omurga bulundururlar. | TED | جميع الثدييات هم من الفقاريات، أي لديهم عمود فقري. |
Fareler, diğer memeli türlerinin herhangi birinden daha fazla olfaksiyon (koku duyusu) genine sahiptir. | TED | الفئران لديها المزيد الجينات المخصصة للشم من أي الأنواع الأخرى من الثدييات. |
Dahası, insan ırkı tipik bir memeli türü değil. | TED | وأكثرَ من ذلك، فإن العرق البشري ليس نوعاً عادياً من الثدييات. |
Bir memeli neokorteksinin sadece %10'luk kısmını haritalandırmış. | TED | وهذا يعين 10 في المئة فقط من القشرة المخية الحديثة الثدييات. |
Yaşayan bütün memelilerin beşte biri yarasalardır ve onların benzersiz özellikleri vardır | TED | فالخفاش يمثل خُمس الثدييات التى تعيش الآن، و لديها سمات فريدة. |
Bizim gibi primatlar dahil, memelilerin amigdalasının nörojenez gösterdiği artık kesin. | TED | بات الأمر واضحاً الآن بأن الأميجدالا عند الثدييات بما فيها الرئيسيات والبشر يمكنها أن تظهر نمواً في الخلايا العصبية. |
Kuzey Kutbu deniz memelileri zengin bir akustik atmosferde yaşar. | TED | تعيش الثدييات البحرية للقطب الشمالي، في عالم صوتي غني ومتنوع. |
Bu durumda, ilkel bir balık olan bofa gibi basit hayvanlarla başlamak ve sonrasında daha komplike harekete sahip semender, kedi ve insan gibi memelilere doğru gitmek daha mantıklıcadır. | TED | لهذا من الأفضل أن نبدأ بالحيوانات البسيطة مثل الانقليس، وهو سمك بدائي جدا، ثم نتدرج إلى حركات معقدة أكثر، مثل تلك بالنسبة للسلمندر، ولكن أيضا في القطط والبشر في الثدييات. |
Yıl boyunca, timsahların asıl besinleri memelilerden ziyade, balık ve yumuşakçalardır. | Open Subtitles | على مدار السنة, تتغذي التماسيح على السمك والرخويات بدلا من الثدييات |
Bir memelinin hayatıyla ilgili olan her çeşit şey ile alakalı. | TED | إنها تتعلق بمختلف الأمور في حياة الثدييات. |
Aslında bu, gezegendeki en büyük deniz memelisi katliamı, her yıl bu foklardan yüz binlercesi öldürülüyor. | TED | انها في الواقع اكبر الثدييات البحرية التي يتم ذبحها على الارض مع مئات الآلاف من هذه الفقمات والتي تقتل كل عام. |
Bu durum memelilerde empati üzerine yapılan tüm araştırmalarda geçerli, dişiler erkeklerden daha çok empati sahibi. | TED | وهذا صحيح بالنسبة لكل الدراسات حول التعاطف لدى الثدييات بأن الإناث لديهم قدرة أكبر على التعاطف من الذكور. |
Bilirsin, "tüm tavşanların bıyığı vardır Tavşanlar memelidir. | Open Subtitles | تعرفين، مثل كل الارانب لديها شوارب الارانب ثدييات، كل الثدييات لديها شارب |
İnsan elinden büyük değil vücut büyüklüğüne nazaran herhangi bir memeliden daha iri gözleri ve bu curcunanın içinde belirli çıtırtıları ayırt edecek geniş, yarasavari kulakları var. | Open Subtitles | لا يتعدّى حجمه يد الإنسان حجم عينيه نسبة إلى جسده هي الأكبر من بين جميع الثدييات و أذناه ضخمتان شبيهتان بأذنيّ الخفّاش |
Hadi memelilerin en tanınmışı olan plasentalı memelilerle başlayalım. | TED | دعونا نبدأ بأكثرها شهرةً، الثدييات المشيمية. |
Çünkü bu hayvan sadece kendi türü arasında değil tüm deniz memelileri arasında da kalan son türdü. | Open Subtitles | هذا الحيوان، فإنه لم يكن مجرد الأخير من نوعه، كان آخر من أفراد العائلة من الثدييات البحرية. |
Bu kadar. Mutlu Noeller, memelilerim benim! | Open Subtitles | -عيد ميلاد) مجيد ، أيها الثدييات خاصتي) |
Burada gezegenin en tuhaf memelilerinden biri yaşıyor. | Open Subtitles | وموطن لواحده من أغرب الثدييات على الارض. |