Ayrıca ustalardan ve usta sayılabileceklerden bol bol övgü aldım. | Open Subtitles | بالاضافة إلى الثناء الذى أتلقاه من العظماء وشِبه العُظماء. |
Müdür olarak övgü aldım ben. Belediye başkanından. | Open Subtitles | لقد تلقيت الثناء من رئيس البلدية لأبقى المدير |
Yapmadigi bir sey için aldigi övgüyü kabul etmesi ne olacak? | Open Subtitles | ماذا عن كل الثناء الذي سيحصل عليه لشيء لم يعمله بنفسه |
Kıyafetine iltifat etmek, kariyeriyle ilgiliymiş gibi davranmak, | Open Subtitles | الثناء على أختيارها فى الملابس والتظاهر بأننا مهتمين بحديثها عن حياتها |
Ama bizi kurtardın. Bütün övgüleri ben alacağım, tabii ki. | Open Subtitles | لكنك جعلتنا نبدو بصور جيدة سأحصل على كل الثناء بالطبع |
Gururumuzu arttıracak övgüler yerine ruhumuzu yüceltecek... dualar edelim... | Open Subtitles | لتصل إلى أرواح المؤمنين أفضل لك من الثناء الذي يغرّك بالمجد الذي يثير الفخر |
Önce takdir edildim sonra eleştirildim ama en önemlisi şu ki; resmi oldum. | TED | في البدء تلقيت الثناء ثم النقد لكن في حقيقة الأمر أنني أصبحت رصينة |
Ve bir çeşit canlı yayında övgü tarzı bir şey yapmamız gerekiyor. Aslında bizde Jenna için çoktan bir ölüm ilanı makarası var. | Open Subtitles | .سوف نضع لها نوعاً من الثناء على الهواء .بالحقيقة لدينا نعي لها حقيقي |
Eve, giyinmeye gidiyorum benden bir buçuk saat önce gidip övgü videonu izlemelisin. | Open Subtitles | حسناً، أنا في طريقي للبيت لأرتدي ملابسي ولكن يجب أن تكون هناك قبلي بساعة ونصف لتشاهد فيديو الثناء |
Van Gogh'un eserlerinden hiçbir övgü veya kazanç umudu olmadığı için daha da akıl almaz. | Open Subtitles | والأكثر إثارة للذهول أن فان جوخ قد فعل كل هذا بلا أمل في التقدير أو الثناء |
Bu pislikler sabaha kapıyı kırıp bütün övgüyü toplar. | Open Subtitles | ستنهار هذه الأحجار عند حلول الصباح، فتستأثرون بكل الثناء |
Yöneticiliğin ilk kuralı: övgüyü her zaman sen al. | Open Subtitles | أولى خطوات الإدارة دائماً احصل أنت على الثناء |
İltifat almak için olta atmamışım ama yinede makarayı saracağım. | Open Subtitles | حسنا، انا لم اكن اريد هذا الثناء سوف اقبله |
Şimdi de iltifat istiyorsun. | Open Subtitles | ها أنت تسعى الآن للحصول على الثناء |
Eminim ki isteseydin bu tür övgüleri her erkekten alırdın. | Open Subtitles | أنا متأكد من أنك يمكن أن يكون كان ذلك الثناء من الرجال إذا كنت قد رغب في ذلك. |
Neden ne zaman iyi bir şey olsa tüm övgüleri Tanrı alıyor? | Open Subtitles | لم يحصل الله علي الثناء حينما يحدث شئ جيد؟ |
Majesteleri, ülkenin her yerinde, Kraliçe'nin ülke meseleleri konusundaki yeteneği ve adanmışlığına dair övgüler duydum. | Open Subtitles | جلالتك, لم أسمع إلا الثناء في جميع الجهات لتفاني ومهارة الملكة كاثرين في شؤون الدولة |
Bunu nasıl yapıyorsun bilmiyorum, Bence çok takdir edilecek bir davranış. | Open Subtitles | لا أعرف كيف تقوم بذلك جهد عظيم يستحق الثناء |
Kocanla barış. Seni koruması övgüye layık bir şeydi. | Open Subtitles | تصالحي مع زوجك لقد فعل ذلك لحمايتك ، وهذا يستحق الثناء |
Ben de öğrencilerin hak ettikleri takdiri almalarından yanayım ama diyelim ki bir öğrencinin puanlarının toplamı 34'e ulaştı. | Open Subtitles | أنا مع الثناء على التلاميذ لكن لو جمع التلاميذ نقاطاً و انتهى بهم الحال بـ 34 نقطة .. مثلاً |
Yüce İsa'ya şükret... - Babamız, kralımız... - Yalvarıyorum. | Open Subtitles | الثناء للرب إلهنا المسيح، أبانا، ملكنا، أناشدك |
Sona erdiginde, güne sükret. | Open Subtitles | الثناء على اليوم عندما ينتهي |
Seninle çok dalga geçiyorum. Ama bu sefer hakkını vereceğim. | Open Subtitles | أنا أسخر منك كثيراً ولكن عليّ الثناء على هذا |
Kendini kadınlarını delirtip kanser etmekten sorumlu tutuyorsan böyle harika olduklarında da biraz pay çıkarmalısın kendine. | Open Subtitles | تعلم، إن كنت ستشعر بالمسؤولية لجعل سيّداتك مجانين أو إصابتهم بالسرطان، فعندها على الأقل عليك تقبّل الثناء |
Bundan sonra, Tanrı'ya edilecek şükür duaları, şu şekilde değiştirilecek: | Open Subtitles | من الآن فصاعدا : سيتم تعديل الصلاة الربانية لتشمل الثناء |
Tanrı'ya şükürler olsun. Rabbimize şükürler olsun. | Open Subtitles | الثناء على الربّ الثناء على الربّ |