"الثورَ" - Traduction Arabe en Turc

• Boğa
• Boğayı
• pabuç

Ama Kızıl Boğa seni görünce tanıyacak. O yüzden burada emniyettesin.
لكن الثورَ الأحمرَ سَيَعْرفُك عندما يَراك لذا أنتِ أكثر أماناً هنا

Tekrar karşılaştığında Kızıl Boğa'yı alt etmeyi düşünüyorsan başka tabii.
مالم تَعتقدين بأنّك يُمْكِنكِ هزيمة الثورَ إذا قابلتِيه ثانيةً

Kimliğimi sonsuza dek kaybetmeden önce onlara ne yaptığını bulmak için Boğa ile tekrar karşılaşmalıyım.
يَجِبُ أَنْ أُواجهَ الثورَ ثانيةً وأَكتشفُ ماذا فعل بهن قَبْلَ أَنْ أَنْسي نفسي إلى الأبد

Bu yıl Boğayı taşaklarından yakalayacağız... ve o kdeğersizleri kampüsten atacağız.
هذه السَنَةِ سَنَمْسكُ الثورَ بالكراتِ ونرْفسُ أولئك الفاسقون منْ الحرم الجامعي!

Boğayı boynuzlarından tutmanın vakti geldi.
هو وقتُ أَخذتُ الثورَ بالقرونِ.

Tek yapmamız gereken, kimseye pabuç bırakmamak.
نحن فقط يَجِبُ أَنْ، تَعْرفُ، إمسكْ الثورَ بالقرونِ.

Boğa fötr şapka giyip iskelede balık tutuyor muydu?
كَانَ الثورَ يَلْبسُ a porkpie قبعة وصيد سمك مِنْ a حوض سفن؟

Uzun zaman önce Kızıl Boğa onları kovalayarak yolun altına sürdü onların arkalarından kovalayan Kızıl Boğa, ayak izlerini de sildi.
لقد عَبروا أسفل كُلّ الطرق منذ عهد بعيد، وجريَ (الثورَ الأحمرَ)ْ خلفهم وغَطّى آثارَهم

"Uzun zaman önce Kızıl Boğa onları kovalayarak yolun altına sürdü..." "...onların arkalarından kovalayan Kızıl Boğa, ayak izlerini de sildi."
لقد عَبروا أسفل كُلّ الطرق منذ عهد بعيد، وجريَ (الثورَ الأحمرَ)ْ خلفهم وغَطّى آثارَهم

Kızıl Boğa'nın Haggard'ı ve kalesinde tutsak olarak tuttuklarını koruduğunu işittim.
سَمعتُ بأنّ الثورَ الأحمرَ يَحْمي (هاجرد) و بأنّه يَبقيه سجين في قلعتِه الخاصةِ

Kızıl Boğa kart hilelerini sever mi acaba?
هَلْ تعتقدين أن (الثورَ الأحمرَ)ْ يحب خُدَع الورقَ؟

Keşke beni Kızıl Boğa'ya bıraksaydınız. Keşke beni uçan canavara bıraksaydınız!
أَتمنّى لو كنت تَركتَ الثورَ الأحمرَ يَأْخذُني أَتمنّى لو كنت تَركتَني إلى (هاربي)!

Oturan Boğa'nınmış.
هو كَانَ يَقْعدُ الثورَ.

Hadisenize, Kızıl Boğayı nasıl bulacağınızı sorsanıza. Prens Lir bile gizli yolu bilmiyor ama ben biliyorum.
تعال إسألْني كَيفَ أَجِدُ (الثورَ الأحمرَ) حتى الأمير (لير) لا يعرفْ الطريقَ السريَ، لَكنِّي أعْرفه