"الثوم" - Traduction Arabe en Turc

    • sarımsak
        
    • sarımsaklı
        
    • sarımsağı
        
    • Sarmısak
        
    • sarımsakla
        
    • soğan
        
    • sarımsağa
        
    • Sarmısaklı
        
    • sarımsaktan
        
    • sarımsakları
        
    • soğanı
        
    • Sarımsaklar
        
    Bunu pançeta sarımsak ve zeytin yağıyla yapıyor. Çok ama çok güzel oluyor. Open Subtitles إنها مكونه من الثوم و لحم الخنزير و زيت الزيتون، طعمها جيد حقاً
    sarımsak, kutsal su ve bazı kurşunlara karşı gösterilen alerjik bir reaksiyon. Open Subtitles رد فعل سيئ لبعض الرصاص و بعض الماء المقدس و بعض الثوم
    Üzgünüm efendim. Trafik tam bir kâbus. Bir tür, sarımsak festivaline yakalandım. Open Subtitles آسف يا سيدي، المرور كان مريعاً، ثم علقت بنوع من احتفالات الثوم
    Olive Garden'in reklam filmi için rapçi sarımsaklı ekmek olacak. Open Subtitles إنه رغيف هيب هوب من خبز الثوم لإعلان حديقة الزيتون
    İyi sarımsaklı çorba ve içki istiyorum. Open Subtitles أريد حساءً جيداً مع الثوم والكثير من النبيذ الأحمر فاموس
    Belki de sarımsağı fazla kızarttım. Garip olan tat bu muydu? Open Subtitles ربما حمرت الثوم أكثر من اللازم أكان هذا هو الطعم الغريب؟
    Umarım sarımsak seversin çünkü aperatif olarak ıspanaklı börek yaptım. Open Subtitles حسنا اتمني انك تحبين الثوم لانني صنعت هذه مقبلات سباناكوبيتا
    Kanımıza sarımsak koyduklarını okudum siz hâlâ uzaylılarla işbirliği yaptıklarından şüpheleniyor musunuz? Open Subtitles قرأت أنهم نضع الثوم في دمائنا وكنت تشك أنهم يعملون مع الأجانب؟
    Yemek yaparım, becerikliyimdir, kendi çorap söküklerimi dikerim, asla sarımsak ya da soğan yemem. Open Subtitles .. أنا أطبخ ، أبتلع السيوف ، أصلح جواربي ولا آكل أبداً الثوم أو البصل
    Tabi eğer ameliyattan önce sarımsak yememeye söz verirseniz. Open Subtitles إذا وعدتني أن تتوقّف عن تناول الثوم ثانيةً الليلة التي تسبق يوم العمليّات.
    sarımsak kokan bir Yahudiymiş bu. Formosa'dan gelmiş. Open Subtitles كان يهوديا برائحة الثوم والذي جاء مرة من فارموسا
    Evet efendim, ama o iş sarımsak pastası sevkedilerek halledildi elbette. Open Subtitles أجل سيدي, لكنهم اكتشفوا بأن السبب هي حمولةٌ من الثوم.
    Üç diş sarımsak burada bir tutam fesleğen, bunu yapmayı sabırsızlıkla bekliyorum. Open Subtitles الآن، تلك الشجرة قفازات من الثوم رزمة من الريحان يا صبي، كنت أتطلع لذلك
    sarımsak, güneş ışığı, kutsal su, emin değilim ama gümüş vampirleri etkilemiyor muydu? Open Subtitles و الثوم و ضوء الشمس و الماء المقدس لست متأكدا.. آه..
    Çünkü sarımsak kutusu elimdeydi. Aynen şöyle tutuyordum. Open Subtitles لأنني كنت لا أزال ممسكاً برشّاش الثوم هكذا.
    Evet sanırım o sarımsaklı şeyin yardımı dokundu. Open Subtitles أجل, أتعلمبن؟ أظن أن هذا الثوم ساعد فعلاً
    Daha, enfes 'sarımsaklı' pudingten tatmadın bile. Open Subtitles إنك لم تتناول قطعةً واحدةً من كعكة الثوم.
    Evet, fiyakalı göstermek için falan koymamışlar, ve istediğin kadar yiyebileceğin sarımsaklı ekmekler. Open Subtitles يمكنك وضعها فى الهواء وكل ما يمكنك أكله هو الثوم
    İşte geldi. Şu sarımsağı boynuma bağla. Open Subtitles لقد جاءت سالي هل من الممكن ان تضعي هذا الثوم حول عنقي؟
    Ve Meksika'da, doğranmış jumiles Sarmısak, limon ve tuz ile kızartılır. TED وفي المكسيك، تُحمص الخنافس المفرومة مع الثوم والليمون والملح.
    -Onu sarımsakla kızartacaktım. -Bu "amanita mascaria". Open Subtitles ـ كنت سأشويها مع الثوم ـ إنها أمانيتا ماسكاريا
    sarımsağa, gümüşe hatta gün ışığına dayanabilir, ve onda onların gücü var. Open Subtitles يمكن ان يقاوم الثوم والفضة حتى اشعة الشمس و يستمد قوته منهم
    -Bugün biber ve Sarmısaklı ekmeğimiz var. Open Subtitles لدينا لحم بالفلفل الحار و خبز الثوم اليوم
    Kalbe saplanan bir kazık ve dile konulan sarımsaktan sonra köylüler gece yine rahat uyuyabilir. Open Subtitles الوتد الذي يخترق القلب وفص الثوم على اللسان والقرويون سينامون بسلام مجدداً
    sarımsakları doğrarken kestim. Open Subtitles آذيت نفسي بينما كنت أسحق الثوم
    Ben lahana, karnabahar, enginar, havuç... kereviz, frenk soğanı, patlıcan ekerdim. Open Subtitles ، فسأزرع الكرنب، القرنابيط الخرشوف، الجزر . . الكرفس، الثوم ، الباذنجان
    Sarımsaklar ve biberler konusunda seninle hemfıkir değilim. Open Subtitles أعرف أن الثوم مع الفلفل لا يروق لك

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus