Ben bunu Yukarı Doğu Yakası'ndaki gerçek hayatımdan kaçmak için kullanıyordum. | Open Subtitles | لقد أعتدت على الهروب من حياتي الحقيقة في الجانب الشرقي الأعلى |
Aynı silah, yaklaşık bir hafta önce Yukarı Doğu Yakası'ndaki bir kuru temizlemeci soygununda kullanılmış. | Open Subtitles | جاء من البندقية التي كانت تستخدم لسرقة والتنظيف الجاف على الجانب الشرقي الأعلى منذ حوالي أسبوع. |
Yukarı Doğu Yakası'nda beklenmedik bir ortaklık doğuyor. | Open Subtitles | تحالف غير وارد يحدث في الجانب الشرقي الأعلى |
Bizim arkadaşımız olan biri Yukarı Doğu Yakası'nda karşılıklı olarak bir düşmanı paylaştığımızı düşünüyor ve ve şu an içeriden biraz yardım alabilsem gerçekten iyi olurdu. | Open Subtitles | صديقة لي تظن أن لدينا أعداء مشتركين في الجانب الشرقي الأعلى وأستطيع الإستفادة من مساعدة من الداخل حاليا |
Derler ki sevgi bir aile kurar ama yukarı doğu yakasında herkes bilir ki, aile bir gayrımenkuldür. | Open Subtitles | يقولون أن الحب يصنع العائلة , لكن على الجانب الشرقي الأعلى الجميع يعلم أن العقارات هي من تصنعها |
Çeviri: shawshank48 yukarı doğu yakasında, olasılıklar sonsuzdur. | Open Subtitles | على الجانب الشرقي الأعلى الإحتمالات لانهاية لها |
Yukarı Doğu Yakası'nda kime güveneceğini kestirmek güçtür. | Open Subtitles | في الجانب الشرقي الأعلى من الصعب عليك ان تعرف فيمن تثق |
S. ve Yalnız Genç'in Yukarı Doğu Yakası'ndaki en sıkıcı çift olduğunu sanırdım. | Open Subtitles | كنت أعتقد أن (س) والفتى الوحيد أكثر الأزواج مللاً على الجانب الشرقي الأعلى |
Yukarı Doğu Yakası'nda bir yer tuttum. | Open Subtitles | لدي مكان على الجانب الشرقي الأعلى. |
NYÜ'daki kitleleri Yukarı Doğu Yakası'ndan yönetemem. | Open Subtitles | من الجانب الشرقي الأعلى (N.Y.U) لا أستطيع حكم شحاذي جامعة |
Ama yukarı doğu yakasında 'sil'e basmak kolay değildir. | Open Subtitles | لكن في الجانب الشرقي الأعلى الضغط على زر الحذف امر ليس بتلك البساطة |
yukarı doğu yakasında hayatta kalmak göründüğü kadar kolay değildir. | Open Subtitles | "في الجانب الشرقي الأعلى" البقاء على قيد الحياة " "ليس سهلاً كما يظهر |