İyi yönden bakacak olursak burnu iyileşiyor. | Open Subtitles | مِن الجانب المُشرق , فالأنف يُشفى جيدًا |
İyi tarafı, olmaması. | Open Subtitles | الجانب المُشرق هو أنه لا يوجد جانب مُشرق |
İyi tarafından bakarsam, sınıfta kalmanın acısını çekmek zorunda kalmayacağım. | Open Subtitles | الجانب المُشرق هو أنني لن أعاني من الإخفاق في الجامعة |
Fakat iyi tarafından bakarsak duvarımda çok güzel gözükeceksin. | Open Subtitles | ولكن من الجانب المُشرق ستكون رائــعاً علي حائِطي |
İyi yanından bakarsak, Laurel Canyon davasını bizim yerimize çözüverdi. | Open Subtitles | حسناً ، من الجانب المُشرق على الأقل قد تمكن من حل قضية تل لوريل لنا |
Ve iyi tarafından bakmamız gerek. | Open Subtitles | . و ينبغى أن ننظر إلى الجانب المُشرق |
İyi tarafından bakarsak en hızlısı benim Porsche'du. | Open Subtitles | أجل، ولكن الجانب المُشرق أنّ سيارتي الـ"بورش" كانت الأسرع |
En azından iyi tarafından bakarsak, bir Atrianla seks yapmak harika değil mi? | Open Subtitles | انا احب (دريك) حقاً على الاقل , من الجانب المُشرق |
Bir de iyi yanından bak. | Open Subtitles | حسناً، انظري إلى الجانب المُشرق |
Sakinleşin ve işin bir de iyi yanından bakın. Tamam mı? | Open Subtitles | و(كورندوجز) , فهلاَ تهدأ و تنظر إلى الجانب المُشرق (طعام يُعد من دقيق الذرة والسجق)) |