Yani Paskalya Tavşanı okyanus zeminine değişik şeyler bırakıyor ve araştırma yaptığımız bu sıra dağ üzerinde kocaman metal yataklarına sahipsiniz. | TED | فهل قام ميكي ماوس بوضع هذه الأشياء في قاع المحيط, ولدينا احتياطيات ضخمة من المعادن الثقيلة هنا في هذه السلسلة الجبلية. |
Eski bir fıkra vardır. İki yaşlı kadın Catskill'de bir dağ otelindedirler. | Open Subtitles | هنالك نكتة قديمة.سيدتان متقدمتان في السن في أحد المنتجعات الجبلية في كاتسكيل |
Sadece az sayıdaki bu tarz ücra dağ ormanlarında yaşarlar. | Open Subtitles | انها لا توجد إلا في هذه الغابات الجبلية القليلة المعزولة. |
Güney ve merkezi dağlık yerlerde, yolları sel basacak. | Open Subtitles | والطرق غارقة، وبخاصة في المناطق الجبلية من الوسط و الجنوب. |
Ses ve sonar kullanarak, bu dağ sıralarının haritalarını çıkarıyoruz işte bu da o sıradağlardan biri. | TED | نحن نصنع الخرائط لهذه السلاسل الجبلية مع الصوت ، مع السونار ، وهذا أحد تلك السلاسل الجبلية. |
Ve bu dağ sırasının tepesi ikiye yarılarak bir vadi oluşturur. | TED | وأعلى هذه السلسلة الجبلية منقسم ، مكوناً وادي متصدع. |
Ayrıca masalsı dağ gorillerinin büyük bir kısmı burada yaşar. | TED | كما أنها مركز المحمية للغوريلا الجبلية الأسطورية. |
Harekat başlar başlamaz, çevre yolları ve dağ yollarını kapatacağız. | Open Subtitles | لا تقلق بشأن هذا حالما نبدأ العملية , سنقوم بإغلاق الطرق المجاورة و الطرق الجبلية |
Tarifi Guatemala'daki ücra dağ köyüne ait. | Open Subtitles | الوصفة من قريتها الجبلية النائية في غواتيمالا |
Gerillalarımız dağ geçişlerini aylarca kontrol altında tutabilirdi hatta senelerce. | Open Subtitles | فدائيوننا كان يُمكنُ أنْ يَحْملوا الممرات الجبلية لشهورِ... حتى سنوات. |
O yüzden yönetimden bize hödük dağ köylüleri bulmalarını istedik,.. | Open Subtitles | لذا طلبت من مجلس المدرسة أن يجد لي مدرسة ريفية من المناطق الجبلية |
Sırplar dağ boyunca güçlü bir savunma pozisyonu almışlardı. | Open Subtitles | اخذ الصرب مواقع دفاعية قوية على امتداد نطاق السلسلة الجبلية.. |
Bu koşulun yarattığı en büyük trajedilerden biri de dağ bisikletinizi garajda paslanmaya terk etmeye zorlayıp, yoga gibi evin içinde yapılan sporlara mahkûm etmesidir. | Open Subtitles | نعم، إحدى مشاكل هذه الحالة أنها تجعلك تود إلقاء دراجتك الجبلية الجميلة بالمرآب و تلعب رياضة منزلية مثل اليوجا |
Bu kadar somurtkan olmayın çok yakında berbat dağ kulübelerine geri dönecekler | Open Subtitles | لا تكن بهذا التشاؤم سيعودوا قريباً لخيامهم الجبلية المروعة |
Kızgınım çünkü o dağ bisikletini aldın. | Open Subtitles | أنا منزعجة لأنك ستذهب إلى الرحلة الجبلية |
dağ akarsuları, doğdukları yükseklerde enerji yüklüdür. | Open Subtitles | فيمنابعهمالعليا، تكون الجداول الجبلية مليئة بالطاقة. |
Bu, yarışmacıların dağ üzerindeki, uçurum ya da nehirdeki yeteneklerini test edecektir. | Open Subtitles | و سوف تختبر مهارات المتسابقون على الطرق الجبلية, المنحدرات و الجداول |
Orası dağlık kesim, öyle değil mi? | Open Subtitles | خلال تلك الطرق الجبلية , أليس كذلك ؟ آجل يا سيدى |
Plajdan itibaren yükseliyor... dağlar burada. | Open Subtitles | سيكونهذاالمنحدرعلى الشاطئ، القطاعات الجبلية في الغرب |
Eminim ki bu dağların suyu çok soğuktur. | Open Subtitles | .أن المياه الجبلية تجعل المرء يشعر ببرودة اكثر |
Böylece o buz gibi dağlarda yol almaya başladık. | Open Subtitles | لذا تقدمنا إلى تلك الأجزاء الجبلية الباردة القاسية |
dağlardaki bu yerel toplumda zihinlerdeki soru şu: | Open Subtitles | في هذه القرية الجبلية ويبقى السؤال الاساسي: |
Bu genç, aşağıdaki dağın yamaçlarından yükselen hava akımıyla süzülüyor. | Open Subtitles | ينزلق هذا الصغير على تيّارات الهواء المرتفعة من المنحدرات الجبلية بالأسفل. |
¤ Güller ile sevimli yaban gülü ¤ | Open Subtitles | # تلك الورود .. و الورود الجبلية الجميلة # |
Peki biz ne yaptık? Alaska'ya gittik, boz ayıların üzerinde bulunduğu gerçekten yüksek, neredeyse ulaşılamaz, dağ yamaçlarına ve mağaralarına. | TED | لذلك ما قمنا به هو أننا ذهبنا إلى ألاسكا، و فيها تأوي الدببة الرمادية إلى المنحدرات الجبلية العالية، التي قد يصعب الوصول ، لحماية نفسها. |