Bir noktada, yeterli derecede yandıktan sonra kütükler çöker. | Open Subtitles | وعند نقطه ما إحترق ما يكفي من الجذوع وإنهار هذا الشيء |
Hızlanmazsan toplamak için kendini paraladığın kütükler suyla bir olup gidecek! | Open Subtitles | علينا أن نعمل بسرعة وإلّا الجذوع التي عملتَ جاهدًا لجمعها ستذهب مع النّهر |
Eskisi gibi sağlam kütükler yapmıyorlar artık. | Open Subtitles | إنهم لا يجعلون الجذوع كما كانت من قبل |
Bugün Tomruk günü. | Open Subtitles | إنه يوم العمل على الجذوع. |
Tomruk günlerinden nefret ediyorum. | Open Subtitles | أكره أيام العمل على الجذوع. |
Bacanağım çiftliğinde kütükleri sökmek için kullanıyor. | Open Subtitles | زوج أختي يستخدمه لإزالة الجذوع في المزرعة |
Kütüklerin birbirine sürtüp halatları koparacağını söylemişlerdi hani. | Open Subtitles | ? الذي قال أن الجذوع ستصطدم ببعضها و الحبال ستتمزّق ؟ |
- Orada bazı çürük kütükler var! | Open Subtitles | هناك بعض الجذوع المتروكة |
Tomruk gününe bayılıyorum. | Open Subtitles | أحب يوم الجذوع. |
- Tomruk günlerinden nefret ediyorum. | Open Subtitles | -أكره أيام العمل على الجذوع . |
Capetown, Kirstenbosch Botanik Bahçesi'nde bir biyologla konuştum ve ona bu dikkat çekici ağacın nereden gelmiş olabileceğini sordum ve bana Namibia etrafında dolaşırsam çok sayıda kuruyan orman göreceğimi ve buralarda bulunan Kütüklerin hepsinin kozalaklı ağaç kütükleri olduğunu ama ağacın nerden gelmiş olabileceğine dair bir işaret bulunmadığını söyledi. | TED | تحدثت مع عالم أحياء في حديقة نباتات كريستنبوش في كيب تاون لأسأله عن مصدر هذا النبات المميز برأيه و كان رده إذا سافرتِ حول ناميبيا فإنك سترين عدداً من الغابات المتحجرة و أن جميع الجذوع عبارة عن أشجار صنوبر عملاقة ولكن لاتوجد علامة عن مصدرها |
Dikkatli birinin tahtaların ve Kütüklerin üzerinden yürüyerek geçebileceğine bahse girerim. | Open Subtitles | أراهن أنك مهتم بأمكانك السير عبر تلك الألواح و الجذوع |