Sanırım En kötüsü, ölü ve şişmiş bedenlere alışmanız. | Open Subtitles | أعتقد أن الجزء الأسوء كان أن تتحجر مشاعرك فتعتاد على مشهد الجثث المتحللة والمنتفخة |
En kötüsü de, böyle bir adamın kaybedecek hiçbir şeyi olmadığını bilmek. | Open Subtitles | .الجزء الأسوء هو معرفة آن ذالك الرجل ليس لديه ما يخسره |
İşin kötü tarafı aynı hayatı daha önce yaptığımdan da eminim. | Open Subtitles | ...و الجزء الأسوء هو أنا متأكّد أنّني فعلتها من قبل |
İşin En kötü yanı ise karımın beni aldattığı adamın kim olduğunu öğrendikten sonra içimden adamın onu gerçekten öldürmüş olmasını diledim. | Open Subtitles | أليكِ الجزء الأسوء بعد ان عرفتُ الرجل الذي كانت تخونُني معه |
En kötü kısım bu. Kanaatimce, bu yarayı kendisi dikti. | Open Subtitles | الجزء الأسوء هذه الندبات في رأيي أنه خاط الجرح بنفسه |
İşin en kötü kısmı seks değil. | Open Subtitles | الجنس ليس الجزء الأسوء |
En kötüsü de bunu kazanan kadın bir eğitmen bile değil. | Open Subtitles | و الجزء الأسوء : المرأة التي حصلت على المنصب ليست حتى معلمة |
En kötüsü de bunun adam hayattayken yapılmış olması. | Open Subtitles | الجزء الأسوء هو، أنه تم فعل ذلك والرجل على قيد الحياة |
En kötüsü fark olarak bu vardı. | Open Subtitles | الجزء الأسوء هو انني كان علي ان افهم |
En kötüsü neydi biliyor musun Barry? | Open Subtitles | أتعرف ما هو الجزء الأسوء يا (باري)؟ |
Kediler en kötü tarafı çocuklar! | Open Subtitles | لقد كانت القطط الجزء الأسوء يارفاق |
Bu işin en kötü tarafı da bu, makyaj. | Open Subtitles | انه الجزء الأسوء في هذا العمل، التزين |
Ve işin en kötü tarafı bu da değil. | Open Subtitles | وهذا ليس الجزء الأسوء حتي |
İşin En kötü yanı nasıl bu olmaz Scott? | Open Subtitles | كيف بحق الجحيم يكون هذا ليس الجزء الأسوء يا "سكوت" ؟ |
- En kötü yanı ne biliyor musun? | Open Subtitles | أتعلميـن مـا الجزء الأسوء ؟ |
En kötü kısım düşüş değildi. | Open Subtitles | السقوط ليس الجزء الأسوء. |
İşin en kötü kısmı beklemek. | Open Subtitles | الإنتظار هو الجزء الأسوء |