Ben kariyerimin büyük kısmını sokak çeteleriyle mücadeleye adadım. | Open Subtitles | قضيت الجزء الأكبر من حياتي المهنية أحارب عصابات الشوارع |
Avlanmanın büyük kısmını yapacağını umduğumuz büyük hükümran erkek bu sabah çok hareketli. | Open Subtitles | نأمل أن يتولّى الجزء الأكبر من الصيد هذا الذكر الضخم المسيطر على منطقته إنه نشيط في هذا الصباح |
Evet, burada ilginç şeyler buldum, tat duyusu dörtte, ve cevaplayanların çoğu bunun sebebinin içeceklerin tadından kaynaklandığını söyledi, ama aynı zamanda, bazı durumlar var ki öpüşmek gibi külüp eğlencesi deneyiminin büyük kısmını oluşturur. | TED | حسنا, ما وجدته مثيرا للإهتمام هنا أن التذوق وصل الى 4, وكثير ممن أجروا الملاحظة أخبروني أن ذلك يعود إلى طعم المشروبات, ولكن, في حالات أخرى أيضا, التقبيل يحتل الجزء الأكبر من تجربة ارتياد النوادي أيضا. |
Eski vasiyette, yani değişende, Bayan French'in varlığının çoğunu sizin almanız gerekiyordu, değil mi? | Open Subtitles | فى الوصية القديمة التى أبطلت ألم تكونى ستتلقين الجزء الأكبر من تركة مسز فرينتش ؟ |
Birimleri otele gönder ama adamlarımızın çoğunu otoparkın orada beklet. | Open Subtitles | أرسلي وحدات إلى الفنادق لكن ضعي الجزء الأكبر من الرجال في موقف السيارات |
- Açıkçası Bayan Robertson arı kovanına çomak sokmak işimizin büyük kısmını oluşturur. | Open Subtitles | لأكون صريحا معك، آنسة (روبرتسون)، في عملي إخلال عربة التفاح هو الجزء الأكبر من عملي |
Bitleri düşürmek için VP9 ABR ve p2p aracılığıyla yükün en büyük kısmını taşımak için de WebRTC kullanıyorum. | Open Subtitles | انا استخدم (VP9 ABR) لتقليص الحجم و استخدم (WebRTC) لتنفيذ الجزء الأكبر من خلال (p2p) |
Burada dokunma duyusu [altı]dadır, bunun sebeplerinden biri de sigara içenlerin, bana sigarayı tutma hissinden olduğunu söylemesidir ve sigara içme deneyiminin büyük kısmını dudaklarınıza götürmeniz kapsar, bu gösterir ki, bunu düşünmek korkunç üreticiler, sigarayı ne kadar iyi tasarlamışlar. | TED | وقد وجدت أن اللمس يصل الى [ستة], وذلك لأحد الأسباب عندما أخبرني المدخنون أن إحساس حمل السيجارة ووضعها على شفتيك يحتل الجزء الأكبر من تجربة التدخين, والتي تُظهر, أنه من المخيف أن نفكر في مدى التصميم الجيد للسجائر من قِبل الشركات المصنّعة. |
Kamyon eşyalarımın çoğunu getirene kadar onlarla idare etmem gerek. | Open Subtitles | هذا كل ما لدي إلى أن تصل شاحنة الجزء الأكبر من أغراضي |
Bu arılar yaşam döngülerinin çoğunu yerde saklanarak ya da ağaç diplerinde geçiriyor. Bu güzel yaratıkların çok azı balarıları gibi yüksek sosyal davranış göstermek üzere evrilmiştir. | TED | وهو يقضي الجزء الأكبر من دورة حياته مختبئ بالأرض أو داخل جوف جذع ما لكن القليل فقط من تلك الأنواع الجميلة قامت بتطوير نظام اجتماعي متطور ومنها نحل العسل. |
Ama mirasımın çoğunu Dr. Pritchard'a bıraktım. | Open Subtitles | ...ولكنى تركت الجزء الأكبر من الثروة للدكتور بريتشارد .. |
Paramızın pek çoğunu, yaşamımızın son %20'lik kısmında harcıyoruz. | TED | نصرف الجزء الأكبر من أموالنا في ما يعادل 20% من حياتنا . |