"الجليد في" - Traduction Arabe en Turc

    • buz
        
    • buzlar
        
    • buzların
        
    • buzun
        
    Zaman geçtikçe, buz oluşur, buzul yavaş yavaş vadiden aşağıya akar ve devasa büyük kütleleri aşağıdaki göle düşer. Open Subtitles بمرور الزمن يتساقط الثلج، ويتشكل الجليد، وتتراكم انشات الجليد في الوادي وتتساقط قطع الجليد هذه الى اسفل قاع البحيرة
    Bizi bugün öldürmek isteyen bin buz Ulusu savaşçısı var sokakta. Open Subtitles هناك الآلاف من مقاتلي أمة الجليد في الشارع يريدون قتلنا اليوم
    Bunları birleştirdiğinizdeyse şöyle bir görüntü elde ediyorsunuz, eğer üzerinde hiç buz olmasaydı Antartika kıtası böyle gözükecekti. TED وعندما تجمعونها معاً تحصلون على صورة كهذه، للشكل الذي ستكون عليه قارة القطب الجنوبي دون كل ذلك الجليد في الأعلى.
    Haziran'da buzlar kırılmaya başlıyor. Open Subtitles في شهر يونيو , يبدأ الجليد في التكسر
    Kıtanın üzerinden uçarken buzların tersine yolculuğunu görebilirsiniz. Open Subtitles عندما تحلّق فوق القارة فإنك ترى رحلة الجليد في الاتجاه المعاكس.
    Şimdilerde Batı Antarktika, buzun 2000 metre kadar derinlikteki deniz tabanına oturduğu kıtanın parçası. TED الآن، غرب القطب الجنوبي هو جزء من القارة حيث يتركز الجليد في قاع البحر بقدر 2,000 متر عمق.
    buz hareket etmeye başlayacak gibi toparladığında biz ona buzul deriz ve isim veririz. TED عندما يبدأ الجليد في تلك الحالة بالتّحرك، نسمّيه كتلة جليديّة و نطلق عليها اسما.
    Gezegenin yüzeyinin altında buz bulunmakta. TED هناك طبقة تحت السطح مكونة من الجليد في ذلك الكوكب.
    Ancak Encleladus'ta aynı zamanda sık sık uzaya küçük buz taneleri ve buhar çıkaran gayzerler var. TED إلّا أنّ إنسيلادوس يمتلك ينابيع مياه حارّة أيضًا والتي تنفث بخار الماء وذرّات صغيرة من الجليد في الفضاء.
    Ve her ne kadar bu fotoğrafta çok buz görsek de, burada, geçmişte orada olmayan, çok fazla su da var. TED وعلى الرغم من أننا نرى الكثير من الجليد في هذه الصورة فهناك الكثير من الماء أيضا ، والذي لم يكن هناك من ذي قبل
    Şu an pek çoğumuz Güney kutbu buz tabakasının erimeye başladığına ikna olmuş durumda. TED ونحن مقتنعون كثيراً الآن أن غرب القارة القطبية الجنوبية، غطاء الجليد في غرب القطب الجنوبي، بدأت في الذوبان.
    Ne zamandır buz pateni yapmamıştım da. Open Subtitles أنا لم أمارس التزحلق على الجليد في الآونة الأخيرة وكان معى بعض الأصدقاء الشباب
    Yukarıda buz pateni pisti var. Eriyince buraya akar. Open Subtitles توجد حلبة تزلج على الجليد في الدور العلوي
    Daha TV'de buz pateni izlerken burnun akıyor. Open Subtitles أنت رجلٌ يصيبه الرشح حالما يشاهد التزلج على الجليد في التلفاز
    "buz her yerde ve her şeydedir, geometrik zorlukta, tezat beyazlığın... sınırları olmayan boşluğunda her yana yayılır. Open Subtitles الجليد في كل مكان وكل شيء. إنه ينتشر في أطراف الفراغ اللا محدود ببياض غريب في دقة هندسية
    buz pateni takımındakilerin aynısı oluyor yine. Open Subtitles هذا هو مثل فريق التزلج على الجليد في كل مرة أخرى.
    Buna, Kuzey Kutup Noktası'ndaki buzlar da dâhil. Open Subtitles وذلك يشمل الجليد في القطب الشمالي
    Ülkenizdeki buzlar hiç çözülmüyor. Open Subtitles بما أنّ الجليد في بلدك لم يذب
    Yani eğer benimle o içkiyi içmezsen otel odamdaki buzların israf olacağı anlamına geliyor. Open Subtitles ما يعني أن الجليد في غرفتي بالفندق ستذهب سدى إلا إذا كان لديك هذا الشراب معي
    Balığa çıktığımızda, buzullardan kırılıp, denize düşen ... buzların çıkardığı sesleri duyardık. Open Subtitles سمعت عندما ذهبنا الصيد... صوت صدى للكسر الجليد في الأنهار الجليدية , الذي سقط في البحر.
    Burdan çıkarılan sonuç, çarpışmanın Kuzey Kanada'daki tiyal tabakasına, tundraya benzer bir buzun üzerinde gerçekleştiğidir. Open Subtitles لذا فالإستنتاج هو أن الإصطدام حدث في جليد يشبه طبقات الجليد في شمال كندا
    buzun altında, dalgıçlar kendilerini mekan ve zamanın garip, yeni bir boyuta sahip olduğu ayrı bir gerçeklikte buluyor. Open Subtitles فيجد الغواصون أنفسهم تحت الجليد في واقع منفصل، حيث يكتسب المكان والزمان بعداً جديداً وغريباً.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus